Herkese merhaba, Microfon’un sevgili okurları! Zekâ denildiğinde aklınıza ilk ne geliyor? IQ dediğinizi duyar gibiyim. Küçük yaştan itibaren sık duyduğumuz, testler yardımıyla ölçülüp, zeki olmanın sanki bu testlere bağlı olduğu düşüncesiyle büyütüldük. Halbuki zeka sandığımızdan daha kompleks ve soyut bir yapıdır. Haliyle sadece testlerin ölçtüğüyle zeki olup olmadığımızı anlayamayız. Testler daha çok sözel ve matematiksel zekâmızı ölçmekte. Peki, şöyle soralım: Zekâmız sadece sözel ve matematiksel olarak mı sınıflanır? Hiç duygusal zeka kavramını duydunuz mu? Gelin beraber bakalım…

 

Zekâ Nedir?

Soyut bir kavram olan zekâ, zihnimizin öğrenmesi, öğrendiklerini kullanması, çözüm yolları bulması, akışa ayak uydurması gibi yeteneklerin tamamı olarak ifade edilmektedir. Profesör Gardner’ın ortaya koyduğu ‘Çoklu Zekâ Kuramı’ sayesinde zekânın sadece IQ’dan ibaret olmayıp, matematiksel, sözel, dilsel gibi türlerinin var olduğunu görmekteyiz.

Sahip olduğumuz zekâ türleri bizim bakış açımızı da az çok belirler. Aldığımız kararlar, yaptığımız eylemler hepsi zekâmızın bir ürünüdür. Var olan bir probleme ürettiğimiz çözümler bile zekâmızı biraz da olsa yansıtır. Peki, mantıksal zekâya sahip bir kişi her zaman mantıklı kararlar mı alır ya da sözel zekâya sahip bir öğrenci bütün sözel derslerinde yüksek başarı mı elde eder?

Bizi biz yapan, birbirimizden farklı kılan bir noktamız duygularımızdır. Kimimiz çok duygusal ve bunu dışa gösteren, kimimiz duygularımızı saklayan kişileriz. Hayatımızdaki akışı yönlendirmede de duyguların önemli bir rolü bulunmaktadır. O halde duygularımız zekâmızı da etkiler diyebilir miyiz?

 

Duygusal Zekâ Nedir?

Bireyin hem kendi hem de bir başkasının duygularını tanıması, kontrol etmesi ve değerlendirmesi olarak tanımlanır. Bunu konu alan, Daniel Goleman’ın “Duygusal Zekâ Neden IQ’dan Daha Önemlidir?” eseri sayesinde duygusal zekâ kavramı gündeme gelmeye başladı. Goleman’a göre duygusal zekânın beş unsuru bulunmaktadır. Bunlar öz farkındalık, öz düzenleme, sosyal beceriler, empati ve motivasyon.

Öz farkındalık, kişinin kendi duygularının ve bu duyguların karşı tarafta bıraktığı etkinin farkında olmasıdır. Öz düzenleme, kişinin duygularını nerede, nasıl ifade edeceğini bilmesi ve düzenlemesidir. Sosyal beceriler iyi bir iletişim kurmak için oldukça önemlidir. Kişi ne kadar sosyal olursa sağlıklı bir iletişim kurmak da o kadar kolay olacaktır. Duygusal zekâ için iletişim çok önemlidir. Empati, kişinin karşısındaki insanın duygularını, durumunu anlayabilmesidir. O durumu ya da duyguyu adeta kendi yaşıyormuş gibi gerçekçi ve samimi bir şekilde karşılamasıdır. Motivasyon, kişinin kendisini motive edebilmesidir. Bir noktada da aslında kendi iç dünyasında motivasyonunu düşüren duygu ya da durumları yönetebilmesi, duygusal anlamda yenebilmesidir.

IQ testlerini çok duyduk; fakat EQ testlerini bırakalım. EQ ismini bile ilk kez duyanlarımız vardır. Bu zamana kadar IQ testleriyle ortalamada olsa zekâ ölçümleri hep yapıldı. Fakat duygusal zekâ testi ne kadar gerçekçi olur, tartışılabilir. Çünkü bizler sadece bir saat içinde çeşitli duygu değişimleri yaşıyoruz. Dolayısıyla her saat başı bir test uygulansa hemen hemen hepsinden farklı sonuçlar elde edilme olasılığı oldukça yüksektir.

Hayatımızın büyük bir kısmını kaplayan; bazen onun bizi, bazen bizim onu yönettiğimiz duygularımız, sahip olduğumuz yeteneklerimizi de etkilemektedir. Yukarıda sorduğumuz mantıksal zekâya sahip bir öğrenci her zaman mantıklı kararlar alır mı sorusunu ele alırsak kişinin içinde bulunduğu durum, karşısındaki kişi ve alacağı karar arasında da bir duygusal iletişim bulunmakta. Eğer duygusal zekâsı yüksek bir kişi ise alacağı kararı bir de bu açıdan değerlendirecektir.

 

Duygusal Zekâ Nasıl Geliştirilmektedir?

Herhangi bir şeyi geliştirmek için öncesinde bazı şeyleri öğrenmek, anlamak gerekir. Duygusal zekâyı geliştirmek için de ilk olarak duyguları anlamak gerekir. Bunun için de karşınızdaki kişiyi dikkatli dinlemek, onun ne hissettiğini anlamaya çalışmak oldukça önemlidir. Empati kurmak yani anlatılanları gerçekten yaşamaya çalışmak, kendimizi onun yerine koymak anlamaya yardımcı olur. Düşünmek de duygusal zekâyı destekler. Hem karşımızdaki kişinin duygularını hem de kendi duygularımızı ve bunun doğurabileceği sonuçları düşünmek gerekir.

Sadece somut hedefler, başarılar ile hayatı ilerletmek çok zor hatta neredeyse imkânsızdır. Duygular her daim hayatımızda var olan, bizleri zaman zaman ileriye taşırken, zaman zaman geriye düşüren olgulardır. Farkında olmasak da her şeyi idame ettiren kilit bir göreve sahip. Dolayısıyla duygular olmazsa olmazımız, bu bağlamda duygusal zekâ var olması ve geliştirilmesi gereken bir zekâ türüdür.

Kimilerimiz duygularımızın bizi yönetmesini istemezken kimilerimiz de tamamen duygularımıza teslim olabiliyor. Duygusal zekânın önemli olduğunu, her şeyin bir denge içinde olması gerektiğini unutmamak gerekiyor. Hoşça ve Microfon’la kalın…

 

Microfon Blog’da birçok içerik var. Sende diğer yazılarımıza buradan ulaşabilirsin. Vakıf ve dernek bursları doğası itibariyle çok çeşitlidir. Burs arıyorsan en doğru adres Microfon. Sitemizde başvurularını kafan karışmadan, açık ve anlaşılır biçimde yazılan rehberlerimiz aracılığıyla kolayca yaparsın. Bu kurumlara dair güncel yazılarımızı ve sitemizi gözden geçirmeni öneririz. Burs Ara kısmında güncel olan tüm burslara ulaşabilirsin.