Ülkemizde yaşanan, hem ülkemizdeki hem de dünyanın birçok yerindeki insanı yasa boğan deprem felaketi en önemli gündemimiz haline geldi. Gelişmelerden haberdar olmak ve elimizden geleni yapmak adına bu yoğun gündemi çoğumuz soluksuzca takip ediyoruz. Bu süreçte doğrudan bu felakete maruz kalmamış olanlarımız dahi deprem korkusu yaşayabiliyor.

Deprem korkusu (seismophobia) depremi doğrudan yaşayan biri olmak dışında depremi yaşamadan dolaylı olarak deprem haberlerine ve görüntülerine tanık olmakla birlikte oluşabilir.

  • Başkalarının yaşadığı travmatik olaylara tanıklık etmek,
  • Olayın bir yakınının başına geldiğini öğrenmek,
  • Medya aracılığı ile travmatik olayın detaylarına maruz kalmak dolaylı yoldan da olsa travma yaşantısı haline gelir. 

Bu dönemde yoğun olarak yaşandığını gördüğümüz deprem korkusunu nasıl hafifletebilir ve travmatik yaşantıdan biraz olsun nasıl uzaklaşabiliriz?

  • Tabii ki öncelikle deprem ile ilgili kötü haberlerin sıkı takipçisi olmak yerine iyi haberlere odaklanmalıyız. Bu demek değil ki haberleri takip etmeyelim. Sadece iyi haberlere odaklanıp umudumuzu hep taze tutalım. Elimizden geldiğince yardım etmek bize iyi hissettirecektir. Bu süreçte umudumuzu kaybetmemeliyiz.
  • Mevcut desteklerimize dışında gelecekte daha fazla nasıl fayda sağlayabiliriz? sorusu üzerine düşünebiliriz. Böylece çaba sarfetme duygusu bize iyi gelir ve hatta çözümler üretmemizi sağlar.
  • Kendimize zaman tanıyarak günlük rutinlerimizi devam ettirmeye odaklanabiliriz. Yapmaktan keyif aldığımız, bize iyi geldiğini düşündüğümüz aktiviteleri yapmaya devam edebiliriz. Yaşamımıza devam ettiğimiz için suçlu hissetmemeliyiz. Bu doğrultuda enerjimizi toplayarak fayda sağlamak için adımlar atabiliriz.
  • Birçok insanın bizimle aynı duyguları paylaştığını unutmayarak bizi anlayan, empati yeteneğine güvendiğimiz dostlarımızla görüşebiliriz.
  • Yakınlarımızla bir arada olarak sevgi bağımızı kuvvetlendirerek birlik hissinden güç alabiliriz.
  • Uyku düzenimize dikkat ederek yaşam kalitemizi sabit bir noktada tutmaya çalışabiliriz. Uyku düzeni ile ruh sağlığı arasındaki güçlü bağı unutmamalıyız.
  • Sadece güvenilir kaynakları takip edebiliriz. Sosyal medyayı bilinçli kullanabiliriz. Çünkü sosyal medyayı doğru kullanarak olumsuz etkilenmenin tersine faydalı olma hissi ile birlikte daha iyi duygulara odaklanabiliriz.

Peki bu süreçte Microfon ile neler yapabilirsin?

  • Microfon Eğitim Seferberliği‘ne katılarak burs başvurusu yapabilir ya da destekçi olabilirsin. Böylece ihtiyaç bursu, kitap bursu, tablet/bilgisayar ihtiyacın için destek bulabilirsin.
  • Ayrıca depremzede olarak eğitim ihtiyacına yönelik Microfon Kitlesel Fonlama ile kampanya açabilirsin.
  • Kendini geliştirmek için ücretsiz eğitimlere katılabilirsin.
  • Microfon Blog sayfasındaki blog yazıları ile dikkatini dağıtarak kendine farklı alanlarda farklı bakış açıları kazandırabilirsin.

 

Ülkece geçtiğimiz bu zor dönemde ruh sağlığımızı mümkün olduğunca korumaya, birlik ve beraberlik duyguları içerisinde birbirimize destek olmaya ihtiyacımız var. Umutlu olarak birbirimize olan desteği sürdürmeliyiz.