- Dijitalleşen dünya ile birlikte internet kullanımı oldukça yaygınlaşmıştır. Birçoğumuzu etkisi altına alan internetin en sık tercih edilen siteleri ise sosyal medya siteleridir. Her alanda bütünleştiğimiz sosyal medya sitelerinde daldan dala atlarken eğleniyor muyuz, öğreniyor muyuz yoksa öğretiyor muyuz? İlk bakışta haz aldığımız bu gezintiden ne kadar ve nasıl etkileniyoruz? Microfon olarak daha önce sosyal medya ile ilgili Yeni Dünyamız: Sosyal Medya adlı bir yazı yazdık. Bu yazımızda ise sosyal medya bağımlılığı nedir, sosyal medya bağımlılığından kurtulmak için neler yapabiliriz gibi soruların yanıtlarını bulmaya çalışacağız. Hadi inceleyelim!
Sosyal Medya Bağımlılığı
Bağımlılık, bize zarar verdiğini bildiğimiz halde o şeye devam ediyor olmamızdır. Aslında alışkanlıktan çok daha öte bir şeyden bahsediyoruz. Bize bedenen, ruhen, sosyal anlamda zarar veren bir durumdan bahsediyoruz. Bağımlılığın iki yönü vardır: fiziksel ve psikolojik. Fiziksel yönünde kullanılan şeye karşı vücudumuz bir adaptasyon gösterir ve bu maddenin bağımlılığı için fiziksel bir istek duyarız. Psikolojik yönünde ise bağlı olduğunu ve onsuz yapamayacağımıza dair bir inancımız vardır. Kafamızdaki psikolojik bağımlılıktır. İnternetin hayatımızda daha fazla yer almasıyla birlikte bağımlılık çeşitleri içerisinde sosyal medya bağımlılığı da yer almaya başladı. Tabi kolay ulaşıyor olmamız da bu bağımlılığı şiddetlendirmektedir.
Peki Sosyal Medya Bağımlısı Olduğumuzu Nasıl Anlarız?
Sosyal medya kullanımına tolerans göstermek. Nedir bu tolerans göstermek? Kullandığımız sürenin artmasıdır. Yani her geçen gün geçirdiğimiz zaman artmaktadır. Bunun yanı sıra sosyal medya kullanımı azaltıldığında ya da kesildiğinde yoksunluk olması da belirtiler arasındadır. Sosyal medyaya giremediğimizde sinir krizleri geçirmek gibi. Bir diğer neden ise sosyal medya bağımlılığımızın kişisel, sosyal, mesleki hayatımızda birçok soruna sebep olduğunu bildiğimiz halde kullanıma devam etmemiz! Son olarak ise sosyal medya bağımlısı olduğumuzun farkında olup bırakmak için ya da sosyal medyaya ulaşmak için çok fazla zaman harcıyor olmamız yer almaktadır. Yapılan birtakım çalışmalarda bağımlı olan kişilerin daha çok sosyal medya sitelerini; film-müzik siteleri, oyun siteleri, sohbet odaları, pornografik videolar için kullandıkları gözlenmiştir. Bağımlı olmayan kişilerin ise haber, alışveriş ve eğitim amaçlı kullandıkları ortaya bu çıkmıştır. Gerçek bir sosyal medya bağımlısı mıyız? Bu soru üzerinde kafa yormamız gerekiyor.
Sosyal Medya Bağımlılığından Kurtulmak İçin Neler Yapabiliriz?
Üst paragraftaki soruya verdiğimiz cevap evet mi? O zaman neler yapmalıyız bir de buna göz atalım! Öncelikle bu sürecin farkında olup sosyal medya bağımlılığından kurtulmak için azmimiz ve isteğimiz olmalıdır.
- Her gün sosyal medya olmadan hatta dijital ortamdan tamamen uzaklaşacak 1-2 saat yaratmamız bizleri tamamen bu bağımlılıktan kurtarmak güzel bir başlangıç olacaktır.
- Telefonda sosyal medya uygulamalarının yerini sürekli değiştirmek! Yerini ararken bir anda neden giriyoruz ki, önemli bir işim yoktu diye düşüncelere kapılabilir ve vazgeçebiliriz. Beynimizi bu şekilde kandırarak onun bizi ele geçirmesine engel olmaya çalışabiliriz
- Telefonda ekran sürelerini gösteren uygulamalar indirmek de faydalı olacaktır. Belki de hiçbir şeye yetişemiyoruz derken saatlerce sosyal medyada zaman geçiriyoruz. En kıymetli kaynağımız olan zamanı nasıl tüketmiş olduğumuzu görmek, bunun farkındalığına varmak ilk adımı atmamız da ilham verebilir.
- Telefonda harcadığımız zamanın ne kadarını başka bir şeye harcamamız gerektiği üzerinde düşünmek! Uzun zamandır yapmadığımız bir aktivite için zamanımızın olmadığını düşünürken belki de sosyal medyada geçirdiğimiz zamanlardan kısıp bizi çok iyi hissettirecek aktiviteye bir iki saatimizi ayırabiliriz.
- Bizim için gerçekten hayati olduğunu düşündüğümüz bildirimleri belirlemek ve olmasa da olur dediğimiz bildirimleri kapatmak! Kim neyi beğendi, kim nereye gitti gibi bildirimler hiçbirimiz için elzem bir durum değildir herhalde.
- Doktorlar melatonin(uyku, iştah, bağışıklık sistemimizi düzenleyen ve gece uyurken salgılanan hormon) salgılanması için uyumadan en az bir saat öncesinde telefonumuzu bırakmamızı hatta uyuduğumuz odada telefon bulundurmamız gerektiğini önermektedir.
- Gereksiz takip edilen kişileri çıkarmak da bizler için büyük bir adım olacaktır. Her gün çok fazla ihtiyacımız olmayan bilgiler, görseller ile zihnimiz de gereksiz yer kaplamaktadır.
Tamamen hayatımızdan çıkarmadan doğru ve dozunda kullanmak için birçok yol mümkün! Minik ve sürekli adımlarla dijital esaretten kurtulmanın yollarına bakmalıyız.
Fomo(Fear Of Missing Out)
Fear of missing out, bir şeyleri kaçırma korkusu anlamına gelmektedir. Aslında sosyal medya bağımlılığı hastalığıdır. Gündemi kaçırma korkusuyla sürekli sosyal medyada zaman harcamaktır. Sürekli sosyal medyayı takip etme isteğine sebep olan bir şeyleri kaçırma fobisi, kaygı bozukluğuna neden olarak psikolojik sorunlar ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Sürekli gelişen teknoloji ile birlikte somut sosyallikten uzaklaşıp soyut sosyalliğe yönelmiş durumdayız. Aslında Fomoya sadece sosyal medya hesapları değil televizyon, bilgisayar gibi aletler de neden olmaktadır.
Jomo(Joy Of Missing Off)
Jomo, bir şeyleri kaçırmanın keyfi anlamına gelmektedir. Belirli bir süre dijital ortamlardan tamamen uzaklaşmaktır. Aslında bir çoğumuzun bildiği, duyduğu gibi buna dijital detoks da diyebiliriz. Bunu yapmadan önce ne kadar sürede ve bizim için en uygun olan zaman diliminde yapacağımıza karar vermeliyiz. Bu konuda sevdiklerimize, ailemize, arkadaşlarımıza haber vermemiz de fayda var! Hem onların bizi merak etmemesi hem de bu süre içinde bizlerin bu konuda tedirgin yaşamamasına yardımcı olacaktır. Zamanı belirledikten sonra bu detoks(arınma) esnasında neler yapabileceğimizin bir listesini çıkarabiliriz. Motive edici olacaktır. Bu süreyi en verimli şekilde geçirmemiz dijital ortamdan tamamen uzaklaşmamız bizleri biraz daha özgür ve zinde tutacaktır.
Sosyal Medya Kullanırken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Hayatımızın bir parçası haline gelen sosyal medyayı birçok alanda kullanmaktayız. Paylaşımlar yaparken bize pozitif ve negatif etkileri olmaktadır. Bu nedenle sosyal medya kullanımının riskli yönlerini bilmeli ve buna göre hareket etmeliyiz. İşte bazı öneriler:
- Sosyal medya üzerinden yaptığımız paylaşımlar sokakta ulu orta yüksek sesle konuşmak gibidir. Bu yüzden özel bilgilerinizi paylaşmayın. Pasaport, ehliyet gibi özel bilgilerin paylaşılması başımıza bela açabilir.
- Din, dil, ırk, cinsiyet ve siyaset gibi insanları ayrıştıran paylaşımlardan uzak durmalıyız.
- Tanımadığınız kişi ya da hesaplardan uzak durmalıyız. Hatta tanıdığımız kişilerin de hesaplarının onlara ait olduğundan emin olmak da önemli. Başkaları tarafından kopyalanmış bir hesap olabilir.
- Başkalarına ait paylaşımları yapmadan önce mutlaka izin almalıyız.
- Hesaplarımızın güvenliğinden emin olmalıyız. Herkesin tahmin edebileceği şifrelerden(1234, abcd gibi) uzak durmalıyız.
- Gördüğümüz bilgilere eleştirel yaklaşıp gerçeklik ve kurgusal ayrımını yapmalıyız. Farklı kaynaklardan da araştırma yapmalıyız. Akıllı bilgi tüketicileri olmalıyız.
- Aynı durum kendi yaptığımız paylaşımlar için de geçerli! Bir bilgiyi yaymadan önce doğruluğundan emin olmalıyız. Yanlış bilginin insanlar üzerinde ne gibi travmalar yaratacağını tahmin edemeyiz.
Yazımızın sonuna doğru gelirken sosyal medya ile ilgili aklımıza takılan birçok soruya cevap bulmaya çalıştık. Umarız hepimiz sağlıklı dijital kişiler oluruz. Hayatınızda pırıl pırıl parlayacağınız başarılar elde etmeniz dileğiyle. Kendinize iyi bakın. Microfon Blog’u takipte kalın!