Dijitalleşen dünya ile birlikte internet kullanımı oldukça yaygınlaşmıştır. Birçoğumuzu etkisi altına alan internetin en sık tercih edilen siteleri ise sosyal medya siteleridir. Sosyal meyda her geçen gün daha fazla hayatımıza giriyor. İlk çıktığında sadece arkadaşlarımızla mesajlaşmak için kullandığımız bu siteler bugün hayatımızın her alanında bizimle birlikte! Microfon olarak bu konuyu birlikte incelemeye ne dersiniz? 


Geleneksel Medya Tarihe mi Karışıyor?

Başlangıçta web siteleri aracılığıyla paylaşılan  bilgiler tek taraflı olarak üretilmiş ve tüketilmiştir. İnternet yapısının web 1.0 denilen yapıdan 2.0 denilen yapıya geçişinden itibaren medyanın etkileşimi çift taraflı bir yapıya dönüşmüştür. Bu yapının başlangıcı bloglar aracılığıyla olmuştur. Blog içeriklerine geri dönüş yapmaya başlandı ve web siteleri büyük bir hızla büyüyerek sosyal medya denilen medya türünü ortaya çıkardı. Haber almak, bilgi paylaşmak, reklam yapmak gibi birçok alanda kullandığımız sosyal medyaya ulaşmanın oldukça kolay olduğunu da düşünürsek geleneksel medyanın köşeye sıkıştığını düşünebilir miyiz? Birçok gazetenin kapatılması, dijital yayıncılığın artması, sosyal medyada geçirdiğimiz zamanın daha fazla olduğu gerçeğini de göz önünde bulundurabiliriz. Birçoğumuz yıllardır TV izlemiyoruz ama sosyal medya hesaplarımızdan da kopamıyoruz!


Sosyal Medyanın Hayatımıza Etkisi

Sosyal medya hayatımızın her alanında yer almaya başladı. We Are Social 2020 Türkiye raporuna göre internette günde ortalama 7 saat 29 dakika vakit geçiriyoruz.  Nisan 2019’ dan Ocak 2020’ ye kadar bu sitelerin kullanıcı sayısında 2.2 milyon artış olmuştur. Peki sosyal medyayı tercih etmemizin nedenleri nelerdir? Birçok konuda faydalandığımız gibi zararlarını da çokça gördüğümüz bir etkileşim olduğunu da düşünerek bu konuya daha detaylı bakalım!


Faydaları

  • Hepimiz aslında bir şeylere erişmek isterken her şeyin kolayına kaçıyoruz. Sosyal medyaya ulaşmak için telefon,bilgisayar ya da herhangi bir teknolojik alete sahip olmamız yeterli olmaktadır. Her konu hakkında tüm bilgilere kolaylıkla erişebiliyoruz. Örneğin bir geziye çıkmak istediğimiz de o yer hakkında tüm eleştirilere rahatlıkla ulaşabiliyoruz.
  • Sosyal medya ile birlikte etkileşim çift taraflı olmaya başlamıştır. Yani televizyondan izlediğimiz bir habere tepkimizi tam olarak gösteremezsek de sosyal medya da paylaşılan her şeye dakikalar içinde geri dönüş yapabiliyoruz. Fikirlerimizi paylaşabiliyoruz, yorum yapabiliyoruz! Bunları yapabilmek kendimizi önemli hissetmemizi sağlıyor ve bu dünyanın bir parçası olduğumuz algısını yaratıyor.
  • Sosyal medya dinamiktir. 7/24 online olan sosyal medya sitelerinde istediğimiz zaman istediğimiz kişilerle iletişime geçebiliriz. İşinin uzmanı olan kişilere, eskiden hayranlıkla radyolardan dinlenilen sanatçılara ya da yıllardır görmediğimiz bir arkadaşımıza bir mesaj kadar uzaktayız! Cumhuriyetin ilan edildiği yıllarda bir haberin ülkenin doğusundan batısına ulaşması günleri hatta bazen ayları almaktaydı. Zamanın bizler için ne kadar değerli olduğunu da düşünürsek sosyal medya bizlere birçok kapıyı açmaktadır.

‘’İnsanlık tarihinde ilk defa sayısız bağlantı kurmamıza imkan sağlayan bir teknolojiye sahibiz.’’

Pierre Omidyar, eBay Kurucusu
  • Kişisel olarak kendimizi var ettiğimiz alanda kurumlar da yer almaktadır! Dünyaca ünlü kurumları da tek çatı altında toplayarak kurumların kampanyalarını ve reklamlarını duyurmak için de sosyal medya büyük bir fırsat! Etkileşimin de çok hızlı olduğunu düşünürsek müşterilerinin fikirlerini de alarak ürünlerini şekillendirip karlılığını artırabilmektedir.

‘’Müşteriyi eğer gerçek dünyada mutsuz ederseniz mutsuzluğunu 6 kişiye söyler, onu eğer sanal dünyada mutsuz ederseniz 6.000 kişiye söyler.’’

Jeff Bozos, Amazon.com’un Ceo’su
  • Sosyal sorumluluk projelerinin de duyurulmasında oldukça etkilidir. Aklımızdan geçen herhangi bir projeye destek verebilecek kişilere ulaşmak ve projemizi büyütmek için de kapılar sonuna kadar açık!
  • Sosyal medya blog yazarlığı, sosyal medya uzmanlığı, youtuber olmak gibi birçok yeni meslek dalının yaygınlaşmasını sağlayarak bizlere para kazanmak için yeni iş imkanları ile umut ışığı olmaktadır.

Zararları

  •  Gerçek hayattan uzaklaşıp sanal alemde yaşamaya başladık! Paylaşım yapmak için geziyoruz, paylaşım yapmak için yiyoruz, paylaşım için okuyoruz… Evet fotoğraflarla deneyimleri anıya çeviririz. Ama fotoğraf çekmek için deneyim yaşamamalıyız!
  • Sağlıklı ilişkiler kuramadığımız zamanlar artmaktadır. Ailemiz ile birlikte yediğimiz yemeklerde ya da arkadaşlarımızla sohbet ederken kaçımız telefonlarımızdan başımızı kaldıramıyoruz.
  • Depresyon, uyku bozuklukları, narsisizm, konsantrasyon güçlüğü, hareketsizliğe bağlı kilo artışı gibi birçok hastalığa neden olmaktadır.
  • Araştırmalara göre işyerlerinde sosyal medya kullanan çalışanların iş performansı düşüyor ve çalışanlar zamanla sorun yaşamaya başlıyor.
  • Hafızamızı bozuyor. Örneğin bir arkadaş ortamında tartıştığımız bir arkadaşımızla güldüğümüz bir fotoğraf çekip sosyal medya hesaplarımızda paylaştıktan yıllar sonra dönüp baktığımızda o anı gülen fotoğrafla hatırlıyoruz. Sanal hafıza yaratıyoruz ve o anki korkuyu, üzüntüyü, kızgınlığı, duyguyu yok saymış oluruz. Ve ileride o duyguyla karşılaştığımızda bu duyguyla baş etme gücümüz azalmaktadır.  
  • Sosyal medyada paylaşılan her bilgi doğru değildir! Çok fazla bilgi kirliliği var,bilgiyi okuduktan sonra küçük bir araştırma yapmak iyi olacaktır.

Onaylanma ve Beğenilme Takıntısı

Hepimiz beğenilmek istiyoruz çünkü varlığımız kanıtlansın istiyoruz. İçimizdeki beğenilme arzusu aslında çocukluğumuzdan geliyor. Onay mekanizmamız en yakın çevremizden başlayıp öğretmenimiz, arkadaşımız gibi aşama aşama ilerlerken şimdi sosyal medya ile birlikte tamamen değişmiş durumda! Beşeri olarak yaptığımız şeyleri sanal ortama taşımaya başladık. Sosyal medyada paylaştığımız paylaşımlar altında kalp, beğendim, beğenmedim gibi geri dönüşler bulunmaktadır. Beğeni ve takipçi satın alıp hatta bununla da kalmayıp bazı platformlarda beğenmeme bile satın alıyoruz! Bu durum bizi etkisi altına alırken beğeni sayımızla kalitesini belirlemeye başladık.


Nitellikten Uzaklaşıp Nicelliğe Yaklaştığımızın Farkında Mıyız? 

Kaç kişi takip ediyor, kaç kişi beğendi gibi düşüncelerle nitelikten uzaklaşıp nicelliğe yakınlaştığımızın farkında mıyız? ‘’Ünlü olmak istiyorum.’’ demek yerine ‘’İyi bir insan, müzisyen, yazar, sanatçı olmak istiyorum.’’ diyebilecek kaç kişiyiz?  Yapılan araştırmalar gösteriyor ki beğeniler egomuzu beslediği için bu durum narsisizme(kişinin kendisine tapması, kabaca tabirle kişinin kendisine aşık olması) kadar  gitmektedir. Bir taraftan da beğenilmek için kendimiz olmaktan çıkıp herkesi memnun etmek için insani becerilerden uzaklaşıp nesneleşiyoruz. Bu noktada da kendimizi tanımak ve tamamlamak önemli! Bu çok daha uzun bir yolculuk iken bu platformlar bir araç halinde bunu daha kısa ve geçici hale getiriyor. Tercih sizin! 

‘’Lütfen tekrar edin: Etki(İnfluence), popülarite  değildir.’’

Brian Solis,Ünlü medya stratejisti ve Bestseller yazar

Sosyal Medya ve Depresyon

Hayatımızın her alanında kullandığımız platformlarda istediğimiz herkesi takip edebiliyoruz. Bu bazen en sevdiğimiz sanatçı, ürünlerini beğendiğimiz bir marka ya da üniversitedeki arkadaşlarımız oluyor. İnsani dürtümüz olan merak duygumuz sayesinde ise insanların neler yaptığını merak ediyoruz. Kontrollü davranmadığımızda ise onların reflekslerini taklit etmeye başlıyoruz. Gittiği tatile gidemediğimiz, yediği yemeği yiyemediğimiz için kendi hayatımızdan memnun olmama gibi durumlara sebep olmaktadır. Bu durum depresyona girme ihtimalini daha da artırıyor. Ve kendimizden memnun olmadığımız için asosyal bir varlığa dönüşmek kaçınılmaz olmaktadır! 

‘’Var olmak istiyorsan; olduğun kişi ol.’’


Kontrol Bizde!

Sosyal medyanın yararlı yada zararlı olan yönlerini ele aldık. Her iki noktada da çok fazla  yönü olduğu için net olarak bir şey söyleyemeyiz aslında. Asla kullanmamalıyız diye bir çıkarım da elde edemeyiz. Teknolojiden korkmamalıyız ve kaçış da yok! Bu noktada da amaç değil araç olarak kullanmamız etkili olmaktadır. Bu platformlar hayatımızı yöneten değil; bilgi paylaşmamızı sağlayan, eğlendiren, öğrenmemizi sağlayan bir araç olarak kullanılmalıdır.

Peki sosyal medyanın efendisi mi olmak isteriz? Yoksa kölesi mi? Kontrol bizde!


Yazımızın sonuna doğru gelirken sosyal medya ile ilgili aklımıza takılan birçok soruya cevap bulmaya çalıştık. Umarız hepimiz sağlıklı dijital kişiler oluruz. Hayatınızda pırıl pırıl parlayacağınız başarılar elde etmeniz dileğiyle. Kendinize iyi bakın. Microfon Blog’u takipte kalın! 


burs ara görseli
Burs mu arıyorsun? O zaman tıkla!