Herkese merhaba Microfon’un sevgili okurları! Küçükken günlük tutar mıydınız? Tutmayan mı vardı sanki. Sadece küçükken mi, hala yazanlarımız olabilir içimizde. Neden tutardınız peki? Ne yazardınız ya da günlüğünüze? Küçük yaşlardan itibaren ya da yazı yazmayı öğrendiğimiz zamandan itibaren diyelim, günlük tutanlarımız vardı içimizde. Bazılarımız günü gününe, bazılarımız kafası estiğinde yazardı.

Dünyanın yorucu koşturması, yıpratan dertlerinden kaçacak yer ararız çoğu zaman. Bazen müzik dinleyerek, bazen arkadaşlarımızla muhabbet ederek, bazen de yazarak sıyrılırız. Bir başkasına anlatmak istemediğimiz, düşünmekten kafayı yiyeceğimiz şeylerin ağırlığını boşaltırız kâğıtlara. İçimizde yazanlar bilir ki yazmak gerçekten rahatlatan, sakinleştiren bir eylemdir. Yazı yazmanın daha birçok faydası olduğunu biliyor muydunuz? Sizler için araştırdık. Detaylar yazımızda…

Günümüzde yazı yazmak zaman alan hatta zaman kaybettiren demek daha doğru olur, eylemlerden yalnızca birisi. Yani en azından böyle düşünülmekte, özellikle biz öğrenciler böyle olduğuna inanmaktayız. Rekabet duygusu o kadar işlemiş ki hepimize, her şeyin hızlı ve pratik olanını seçiyoruz. Haliyle yazı yazmak da bu süreci yavaşlatıyor. Fakat acele işe şeytan karışır derler ya o misal yazı yazmak zaman kaybı diye sadece okuyoruz, ezberliyoruz. Ama öğrenmiyoruz. İşin kötüsü bunun farkında bile değiliz. Yazı yazmak hem hafızamızı hem de öğrenme becerilerimizin gelişmesinde çok önemli yere sahip. Yazı yazarken beynimiz bir yandan da yazdığımızı tekrar eder. Bu da öğrenmeyi biraz da olsa kolaylaştırmaktadır.

Yazı yazmak psikolojik anlamda da bizleri olumlu yönde etkiler. Az önce bahsettiğimiz günlük tutmak da bir kılıf olarak düşünebiliriz. Hislerimizin, yaşadıklarımızın, dertlerimizin, düşüncelerimizin ağırlığından kurtuluruz yazarak. Kafamızı kurcalayan sorulara bazen daha kolay cevap bulabilir, içinden sıyrılamadığımız problemlere çözüm bulabiliriz. Yazmak, içimizde soyut kalan şeylerin somutlaşmasını sağlar. Bir tabloya şemaya bakar gibi daha kolay görmemizi sağlar.

Yazı yazmanın ayrıca fiziksel sağlığımıza iyi geldiğini de atlamayalım. Parmaklarımızda ellerimizde bulunan kasların çalışmasını sağlar. Psikolojik durumlarımız fiziksel sağlığımızı da etkilemektedir. Örneğin psikolojik anlamda kendimizi kötü hissettiğimiz zamanlarda iştahsızlık, agresiflik, mutsuzluk gibi hallere bürünebiliyoruz. Yazı yazmanın psikolojik anlamda bizi olumlu etkilediğini söylemiştik, dolayısıyla fiziksel sağlığımızı da etkilemektedir. Bununla ilgili yapılan benzer bir çalışmada var olan iki gruptan bir grubun gün içinde yaptıklarını yazmaları, diğer gruptan ise olumsuz düşüncelerini yazmaları istenmiştir. Bu etkinliğin sonucunda iki gruptaki üyelerin kollarında bulunan yaraların iyileşme süreleri izlenmiş ve olumsuz durumları yazan gruptaki üyelerin daha hızlı iyileştiğini gözlemlemişlerdir.

 

NASIL YAZARIM?

Öncelikle işe ne yazmak istediğinizden başlayın. En zor kısımlardan birisidir aslında eğer bir şeyler yazayım diye oturduysanız kâğıdın başına. Yazmak istediğiniz konu hakkında ne kadar net olursanız yazmak bir kademe daha kolaylaşacaktır.

Yazacağınız konuya karar verdikten sonra siz ilk çağrıştırdığı şeyleri aklınıza geldiği gibi yazabilirsiniz. Düzenli ya da devrik, karışık, eksik fark etmeden her şeyi yazın. Bu şekilde yazmak istediğiniz şeyin alanını az çok belirlemiş olursunuz.

Yazdıklarınızı düzeltin, ardından okuyun. Bu işlemi birkaç sefer tekrar etmenizde fayda olacaktır.

Gereksiz kelimelerden arındırmaya çalışın.

Uzun cümleleri kısaltın, basit ve sade olmasına dikkat edin.

YAZI YAZMAYI NASIL GELİŞTİREBİLİRİM?

Yazı yazabilmek, kelimelerle oynayabilmek, cümleler kurabilmekten geçer. Tabi güzel yazmaksa amacımız. Kelime hazinemiz ne kadar geniş olursa duygu, düşüncelerimizi o kadar daha iyi ifade ederiz. Bunun içinde bol bol okumak kaçınılmazdır.

Yazacağımız konuyu öncesinde anlamak ve bilmek gerekir. Detaylı yapılan araştırmalarda yazıyı zenginleştirir. Yaptığımız araştırmalardan sonra konumuz için gerekli olan kısımları toplayıp bir düzene koymamız gerekir. Böylelikle yazımızı gereksiz bilgi ve cümlelerden korumuş oluruz.

Son olarak şunu ekleyebiliriz: Aslında bu ilk sırada yer almalı; yazmak istemek. Bir şeyi ne kadar istersen ona verdiğimiz önem ve ilgi de o derecede artacaktır. Yazarken keyif alabilmek, yazdıklarınızı hissetmek ve yaşamak, bu yazınıza can verecektir. Siz okurken keyif alıyorsanız eğer bilin ki hisleriniz yazıya yansımış, diğer okuyuculara da yansıyacaktır. Bu her zaman yazıyı bir adım öne taşır, samimiyeti hepimiz, her yerde ararız çünkü…

 

O samimiliği hissedebileceğiniz diğer yazılarımızı takip etmeyi unutma!