Herkese merhaba Microfon’un sevgili okurları! Yaşamınızda “hayır” demekten zorlandınız mı hiç? Belki çoğu zaman, belki de hep bu sorunla karşı karşıya kalıyoruz. Kendi içimizde türlü mücadeleler verirken karşımızdaki kişiyi kırmamak için sınırlarımızı yok saydığımız olmuştur. Bu tavizler artmaya başladıkça kendimizden uzaklaştığımızın farkında mıyız peki? O kadar alışmışız ki belki de problem olarak görmediğimiz bu durum, aslında bir şeylerin eksik olduğunun göstergesi olabilir. Gelin biraz derine inelim!
Önce şunu düşünelim: Hangi durumlarda hayır diyemiyoruz? Arkadaşınız bir istekte bulunduğunda mı, kalabalık bir grup içinde gruptan kopmak istemediğinizde mi? Durumlar kişiden kişiye göre değişkenlik gösterebilir fakat hepsinin altında yatan anlam değişmiyor.
“Hayır” kelimesi, mevcut durumu, olayı, istenilen şeyi inkâr etme, onamama anlamı taşır. Dolayısıyla hayır demek bir noktada da sınırlarımızı çizer. Nelerden hoşlanmadığımızı, bizi rahatsız eden durumları belirler. Peki, neden bizi rahatsız eden durumlara hayır demek yerine göz yummayı tercih ediyoruz?
NEDEN HAYIR DİYEMİYORUZ?
Bizler hayatta, sevdiğimiz insanlar için bir şeylere katlanırız, görmezden geliriz. Onlar kırılmasın, üzülmesin, kızmasın, öfkelenmesin diye bizim sınırlarımızı aşan durumlara bile göz yumabiliriz. Bazen de kendi korkularımız, endişelerimiz yüzünden katlanırız. Bunlar dışlanma korkusu, ilgisizlik, sevilmeme korkusu ve daha fazlası olabilir. Karşımızdaki kişiye ya da kişilere tabiri caizse ayak uydurmaz isek ilgilerini kesebileceklerini, dışlayabileceklerini düşündüğümüz için hayır diyemeyebiliyoruz. Bazen mecbur kaldığımız için bazen de karşılık beklediğimiz için hayır demek güçleşiyor. Bunlar gibi sayamadığımız birçok sebep olabilir bu durumun altında. Bunların önüne geçebilmek, “hayır” diyebilmeyi normalleştirmek pek kolay olmasa da imkânsız da değil. En azından önüne geçmemiz gerektiğinin farkına vardığımız zaman biraz daha kolaylaştırmamız mümkün. Şimdi bakalım nasıl önüne geçebiliriz?
“HAYIR” DEMEK NE KADAR KOLAY?
“Çok kolay” ya da “çok zor” durumları kişiden kişiye değişkenlik gösterir. İrademiz, kendime saygımız ne kadar güçlüyse “hayır” demek de o kadar kolay olacaktır. Öncelikle nasıl ki herkesin önceliğinde kendileri var ise bizim de önceliğimiz kendimiz olmalı. Evet, karşımızdaki sevdiğimiz arkadaşımız, annemiz, eşimiz olabilir fakat hepimizin düşünceleri, doğruları, sınırları var ve en önemlisi kendi hayatlarımız var. Her zaman ciddi bir durum olmayabilir fakat bize ters gelen her durum farkında olmadan bizi zedeler, örneğin kendimize saygımızı. Karşımızdakine saygıdan hayır diyemedik de kendimize saygımız yok mu? Karşımızdaki insan bizden bunu isterken saygısızlık etmiş olmaz mı? Yeri gelir mecbur kalırız, yeri gelir gerçekten kırmak üzmek istemeyiz. Sınırlarımız yerine göre esnemeli. Kontrolü elden bırakmadığımız sürece elbette ki zaman zaman “hayır” diyemediğimiz durumlar olacaktır.
NASIL KOLAYLAŞTIRIRIM?
İlk olarak “hayır” kelimesine alışmakla başlayabiliriz. Ne kadar sık kullanırsak o kadar kolay kendimiz için normalleştiririz. Belki sevdiğimiz kişiler için başta kolay olmayacaktır fakat önemli olan kelimeye alışabilmek olduğu için ister tanıdığımız ister tanımadığımız kişiler olsun hayır demekten çekinmemeliyiz.
“Hayır” kelimesi net ve sert bir anlamı olduğundan dolayı zaman zaman söylemekte çekinebiliyoruz. Böyle durumlarda aynı anlamda farklı kelimeler kullanarak yumuşatabiliriz. “maalesef gelemeyeceğim” “üzgünüm katılamayacağım” gibi…
Karşımızdaki kişiye kendimizi ifade etmeyi deneyebiliriz. Neden istemediğimizi, evet der isek bizde bırakacağı etkilerden bahsedebiliriz. Örneğin “… sebeplerden dolayı yapmak istemiyorum” ya da “bunu yaptığım zaman kendimi rahatsız hissedeceğim bu yüzden yapmak istemiyorum” gibi…
Bazen de mevcut durumu kendi sınırlarımıza göre uyarlayabiliriz. Bize sunulan teklif hoşumuza gitmediyse biraz daha hafifleterek ya da farklı bir teklifle pazarlığa oturabiliriz. Hayır diyemeyecek durumda olduğumuzda ya da istiyoruz ama bize uymayan noktalar olduğu durumlarda bu şekilde bir çözüm yoluna gidebiliriz.
“Hayır” demekte zorlanmamızın duygusal zekâmızla bir bağlantısı olduğunu söyleyebilir miyiz? Hayır dersek karşımızdaki kişinin üzülüp kırılabileceğini düşündüğümüzde bir noktada empati kurmuş olmaz mıyız? IQ DEĞİL EQ: DUYGUSAL ZEKÂ ve ÖNEMİ yazımıza göz atabilirsin.
Daha fazlası için Microfon’u takip etmeyi unutma!