Tüketimin bu denli fazla olduğu bir toplumda, bireysel olarak dünyaya ne kadar zarar verdiğimizi biliyor muydunuz? En basitinden kullandığımız alet ve edevatlardan tutun yediğimiz yiyeceklere kadar her şeyin yaşamımızı kısıtladığını ve uzun vadede dünyayı yaşanamayacak bir yer haline getirebileceğinin farkında mıydınız? Eminim çoğunuz daha önceden küresel ısınma diye bir kavram duymuştur. Bilmeyenler için kısaca tanımlamak gerekirse dünyamıza gelen güneş ışınlarının çeşitli gazlar sebebiyle tutulması sonucu, gelen ışınların geri dışarı çıkamayaşı ve bunun sonucunda dünyamızın gereğinden fazla ısınması olarak tanımlayabiliriz.

Peki, küresel ısınmanın en önemli nedenlerinden biri olan karbon ayak izi nedir? Kendi karbon ayak izinizi merak ediyor musunuz? Ya da en önemlisi olan karbon ayak izimizi düşürmek için neler yapabiliriz? Haydi, bu sorulara cevaplar arayalım.

Karbon ayak izi, insan faaliyetlerinin dolaylı ya da doğrudan oluşturduğu sera gazlarının karbondioksit cinsinden verilmesidir. Bu değer de ne kadar artarsa çevreye o denli zarar vermektedir. Seyahat ettiğimiz araçlardan, yediğimiz yemeklere, ısınmak için kullandığımız doğal gazdan alışveriş yaptığımız ürünlere kadar, neredeyse bütün eylemlerimiz karbon ayak izinin oluşumunda büyük bir etkiye sahiptir.

Karbon ayak izi oluşum açısında ele alındığındaysa ikiye ayrılıyor:

  • Birincil karbon ayak izi (doğrudan)
  • İkincil karbon ayak izi (dolaylı)

Birincil Karbon Ayak İzi Nedir?

İnsan faaliyetlerinin gündelik hayattaki faaliyetlerinin oluşturduğu, genel olarak fosil yakıtların yanması sonucunda doğrudan oluşan karbondioksitlerin ölçüsüne birincil karbon ayak izi denir. Örnek vermek gerekirse, evde elektrik veya doğal gaz kullanılması sonucu ya da herhangi bir yere seyahat ederken kullanılan ulaşım aracından çıkan gazlar birincil karbon ayak izinde önemli rol oynar.

İkincil Karbon Ayak İzi Nedir?

Kullandığımız ürünlerin üretilmesinden, lojistiğine, tüketilmesinden, yok olmasına kadar geçen, bütün süreç boyunca dolaylı olarak yaydığı karbondioksit ölçümlerine ikincil karbon ayak izi denir.

Günümüzde kişi başına düşen karbon ayak izi miktarı yaklaşık 4 tondur. Bazı ülkeler de bu değer oldukça fazladır ve bu fazlalık küresel ısınmayı oldukça tetikler. Küresel ısınmanın azalması içinse kişi başına düşen karbon ayak izinin düşük olması gerekir.

Peki karbon ayak izi en fazla olan ülkeler hangisidir? İlk 4’ünü sıralayalım:

  1. Çin
  2. Amerika Birleşik Devletleri
  3. Hindistan
  4. Rusya

Bunun aksine karbondioksit emisyonu açısından en düşük olan ülkeler olarak da bilindik olanlardan Singapur ve İsrail’i verebiliriz.

2022’deki verilere baktığımızda kendi ülkemizdeki karbon ayak izinin oldukça fazla olduğu görülmüştür. Bu sene için dünyamızın bize ödünç verdiği kaynakları 22 Haziran’da bitirmişiz. Amerika Birleşik Devletleri veya birçok Avrupa ülkesine göre daha iyi olsak da genel olarak dünya ortalamasının gerisindeyiz.

Karbon Ayak İzimizi Düşürmek İçin Neleri Tercih Etmeliyiz?

  • Kişisel aracımızı kullanmak yerine yürümeyi ya da bisiklete binmeyi tercih edebiliriz. Eğer mesafemiz uzaksa toplu taşımaya binmeyi tercih edebiliriz.
  • Doğal gaz tüketimi yerine güneş enerjisi yardımıyla ısınmayı tercih edebiliriz.
  • Uzun vadede evde olmadığımız zamanda ısıtıcıların kapatılmasını tercih edebiliriz.
  • Yüksek enerji verimine sahip elektronik cihazlar tercih edebiliriz.

Örneğin yeni buzdolabı, çamaşır veya bulaşık makinelerinin sağ veya sol üst tarafında, yeşil, sarı, turuncu ve kırmızı renkli, içinde de harflerin yazılı olduğu (A, B, C, D) bir yapışkan vardır. Eminim sizin de dikkatini çekmiştir. Bunlara enerji sınıfı denir. Harf A’ya ne kadar yakın olursa o kadar çevre dostudur. Bu yüzden biz de enerji sınıfı A++ olan ürünleri tercih etmeliyiz ki enerji verimi yüksek olsun.

  • Kurutma makinesi yerine çamaşırlanızı dışarıya asarak kurutmayı tercih edebiliriz.
  • Yağlarınızı veya organik atıklarınızı çöpe ya da gidere dökmek yerine, bir yerde muhafaza edip atık dönüşüm yerlerine atmayı tercih edebiliriz.
  • Yerel ve organik ürünleri kullanmayı tercih etmeliyiz. Böylece üretiminden lojistiğe kadar geçen süreçteki karbon emisyonlarını minimuma indirmiş oluruz.
  • Boşa yanan ışıkları söndürmeliyiz.
  • Geri dönüştürülebilir ürünler kullanmayı tercih etmeliyiz.
Örneğin, plastik şişelerden su içmek yerine cam şişeri tercih edebiliriz. Ya da herhangi bir kahve zincirinden kahve alırken kendi termosunuza koydurmayı tercih edebiliriz.
  • Kağıt, plastik, ambalaj, metal vb. şekildeki atıklarımızı geri dönüşüm kutularına atmayı tercih edebiliriz. Böylece sürdürülebilirliğe de katkı sağlamış oluruz.
  • Yeşil alanları arttırmayı olanı da kirletmemeyi tercih edebiliriz. Bunun için projelerde görev alabiliriz. Kendi adımıza ağaç dikebiliriz veya etrafımızdaki çöpleri “bunu ben atmadım ki” mantığından sıyrılıp toplayabiliriz.
  • Kendimizin bildiğiyle yetinmeyip etrafımızdaki insanları da bilinçlendirmeyi tercih etmeliyiz. Bunu sosyal medya aracılığıyla yapabiliriz. Çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde yer alıp seminerlere katılabiliriz.

 

Unutmayalım ki, dünyamızı daha yaşanılabilir daha temiz kılmak bizim elimizde. Gelecek nesillere aktarabileceğimiz, onların bizim bencilliğimiz sonucunda oluşan sıkıntılar çektirmememiz açısından sadece düşünmek değil aynı zamanda harekete geçmemiz lazım. Ben bu sorunun neresindeyim diye düşündüğünüz zaman aklınıza Napolyon’un “Sakın bir çiviyi küçümseme. Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu koca bir ülkeyi kurtarır.” sözü gelsin. Kim bilir, belki çözüm için bir çivi olabilirsiniz.

 

Eğer kendi karbon ayak izinizi merak ettiyseniz buradan hesaplayabilirsiniz.

Diğer içeriklerimize ve haberlerimize ulaşmak istersen seni Microfon Blog sayfamızdaki yazılarımızı okumaya davet ediyoruz. Bunun dışında kariyer, eğitim ve burs fırsatlarından haberdar olmak istiyorsan Microfon sayfamıza göz atmayı unutma!

Sürdürülebilirliğe katkı sağlamak hedefli “Tembellik Yaparken Dünyayı Kurtarmaya Var Mısınız?” adlı yazımızı buradan okuyabilirsiniz.