Son yıllarda popüler bir terim haline gelen “girişimcilik” kavramı artık günümüzde çok fazla ilgi görüyor. Girişimciliğin yarattığı özgür ortam ve otonom bireyler için uygun olan yapısı bir çok insanın ilgisini çekmeye başladı. Ayrıca geleceğin dünyasında girişimciliğin yerinin büyük bir öneme sahip olması gençlerde girişimci olmak için büyük istek uyandırıyor. Ancak girişimciliğe nerden başlayacağını bilemeyen, zorluğundan çekinen gençler ne yapacağı konusunda ve bu yolda nasıl ilerleyeceği konusunda büyük endişe duyabiliyor. Oysaki artık günümüzde girişimcilik daha kolay… Bilgiye ulaşılabilirliğin verdiği özgür ortam, medyanın girişimciliğe artan ilgisi, bu alanda yarışmaların, etkinliklerin çoğalması ve girişimci bireyler yetiştirmeyi hedefleyen çeşitli kurum, dernek ve vakıfların ortaya çıkması girişimciliğe hevesli olan gençlerin hayatını daha da kolay bir hale getiriyor. Girişimciliği gençler için bir kariyer seçeneği haline getirmeyi hedefleyen Türkiye Girişimcilik Vakfı da bu vakıfların başında yer alıyor. Türkiye Girişimcilik Vakfı, Türkiye’deki girişimcilik kültürünü oluşturmayı ve yaygınlaştırmayı hedef edinmektedir. Gençler için hazırladığı Fellow Programı gibi programlar ve çeşitli etkinlikler ile girişimciliği yaygınlaştırmayı amaçlıyor.  2014 yılında kurulan Türkiye Girişimcilik Vakfı, girişimcilik ile ilgilenen gençler ve iş insanları, fikir önderlerini bir araya getirerek geleceğin girişimci gençlerine değişim yaratma fırsatı veriyor.

Bizler de  girişimciliğe hevesli gençler için Türkiye Girişimcilik Vakfı’nın Genel Müdürü Mehru Aygül ile bir röportaj yapmak ve girişimciliği bir kariyer seçeneği olarak gören gençler için faydalı bilgiler edinmeyi amaçladık. Eğer sizler de “Türkiye Girişimcilik Vakfı nedir?” ,”Fellow Programı Nedir?” , “Fellow Programı Seçim Kriterleri Nelerdir?” merak ediyor veya Mehru Aygül’ün kariyerinden ilham almak istiyorsanız yazımızı mutlaka okumalısınız

1)     Girişimcilik Vakfı’nın kuruluşundan bu yana sizce neler değişti?

Türkiye Girişimcilik Vakfı olarak yola çıktığımız ilk günden beri girişimcilik kültürünü yaygınlaştırmayı, gençlerin girişimcilik ruhunu ve potansiyellerini keşfetmelerini sağlamayı, kazandıkları tecrübe ve ilhamı topluma geri vererek aynı zamanda ülke çapında bir kalkınmanın parçası olmayı hedefliyoruz.

Dünyada benzeri olmayan bu sivil toplum fikrinin ardında, köklü bir girişimcilik altyapısının zeminini hazırlayan ve toplumdan aldığını topluma geri verme felsefesini (giveback) benimseyen Türkiye’nin önde gelen yatırımcıları, fikir önderleri ve sponsorlarımız vardı. Aynı heyecanla çalışmaya devam ederken, arkamıza dönüp baktığımızda ise yapmayı hayal ettiğimizden daha fazlasını başardığımızı, hem yerel hem de global ekosistemdeki yerimizi daha belirgin kıldığımızı görüyoruz. GİRVAK olarak yola girişimcilik ve geri verme kültürünü yaygınlaştırmak için çıktık. Bugün geldiğimiz noktada ise mümkün olan ve etki yaratabileceğimize inandığımız her alanda girişimciliğin önündeki engelleri kaldırmak için çalışıyoruz. Fellow Programı ile çıktığımız yolculuğumuza, birçok proje ve programı ekleyerek ve üstüne katarak devam ediyoruz. Genç girişimcilere ilham vermek, girişimciliğin bir kariyer seçeneği haline gelerek bir kültüre dönüşmesi, ekosistemin gelişmesine katkı sağlamak istiyoruz. Bunun için yerel ve global ortaklıklar kuruyor ve gençleri de bunlara dahil ediyoruz. Dünyanın her yerinden konferansları, gelişmeleri takip ediyor ve dahil olmaya çalışıyoruz. Tel Aviv’den San Francisco’ya uzanan konferans, seyahat ve en önemlisi networking etkinliklerimiz ile yeni ufuklar açmayı istiyoruz.

2)    Fellow Programınızda ortaya çıkardığınız seçim sisteminde en çok önemsediğiniz kriterler nelerdir?

Girişimcilik ve liderlik açısından en yatkın ve en yetenekli gençlerin bulunması ve desteklenmesi misyonunu üstleniyoruz. Network, Rol Model, Burs, staj, Girişim Elçileri, Giveback ve Staj olanakları ile 6 temel öğe üzerinden girişimcilik potansiyeli taşıyan gençleri seçiyor ve böylece girişimcilik yolunda onlara ışık tutmayı amaçlıyoruz.

Biz Fellow Programımız aracılığıyla her yıl üniversite öğrencilerini Girişimcilik Vakfı ailesine dahil ediyoruz ve “dünyayı değiştireceğine” inanan gençleri bulmak için çabalıyoruz. Daha çok özgüvenli, ne istediğini bilen, ileri görüşlü, uzun vadeli plan yapan, fikrine inanan ve savunan bir profilden bahsedebiliriz. Gençlerin içindeki bu potansiyel vasıfları ortaya çıkmasında onların destekçisi olarak yer aldığımızı söyleyebiliriz. Her bireyin içinde böyle bir ruh veya vasıf olabilir. Bizim hedefimiz, girişimcilik ve liderlik açısından en yatkın ve en yetenekli gençleri bulmak. Seçim sürecindeki tüm kriterleri bunları göz önünde bulundurarak titizlikle ve uzun çalışmalar sonucunda oluşturduk. Bu yüzden aslında süreçteki bütün kriterler önemli. Önceliğimiz ise fikirler değil potansiyelleri diyebiliriz.

Girişimcilik Vakfı Fellow Programına ilgi duyuyorsanız vakfın fellowlar ile hazırladığı harika bir videoyu buradan izleyebilirsiniz!

3)     Sizce günümüzde girişimcilerin karşılaşabileceği olası sorunlar nelerdir?

Türkiye’de girişimcilik günden güne daha çok önem kazansa da hala toplum olarak girişimciliğe mesafeli olduğumuz söylenebilir. Toplumda yerleşik bazı düşünme/yaşama tarzları mevcut. Genel olarak kendini güvenceye alma içgüdüsüyle hareket ediyor ve kararlar veriyoruz. Elbette bunda ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal durum ile eğitim faaliyetlerinin önemi büyük. Hal böyleyken girişimcilik birçok insan için riski yüksek ve meşakkatli bir kariyer seçeneği olarak görülüyor. Bu ortamda fırsatlarla olduğu kadar risklerle de dolu olan girişimcilik adına çalışmalar yapmak ve insanları bu yönde teşvik etmek elbette kolay değil. Aslında bizler gençlere bugüne kadar öğütlenenin tam tersine onları konfor alanlarından çıkarıyoruz. Bu hem onlar hem de bu kültürü yaymaya çalışırken bizler için zorlayıcı olabiliyor. Öte yandan toplumda her zaman çok daha acil ve öncelikli temel sosyal sorunlar mevcutken ilgiyi bu yöne çekmek çok kolay olmayabiliyor. Ama bizler aynı zamanda girişimcilik kültürünün sosyal ve ekonomik kalkınmayı da beraberinde getireceğine inanıyoruz. Türkiye’de de bu potansiyel var. Gençlerin Vakfımıza ve çalışmalarımıza olan ilgisi bu inancımızı pekiştiriyor.

4)     Kariyer hayatınızda etkilendiğiniz biri var mı? Varsa sebebinden bahseder misiniz?

Kariyerimde bir çok insandan ilham aldım. Kariyerimin başlangıcında, beni de bu yola başlatan İbrahim Betil oldu bu isim. Türkiye’de sivil toplumun oluşması ve büyümesi için verdiği emekler ve bana öğrettiği iş yapma biçimi benim için çok önemli. Sonrasında tamamen farklı bir sektöre geçtiğimde kısa dönemde olsa birlikte çalıştığımız İhsan Elgin. Hem kariyeri hem de mentorluğu bana her gün ilham veren Özlem Yeşildere. ,Bugün eğer iyi bir yöneticiysem en büyük katkılardan biri Özlem’in. Ve uzun zamandır birlikte çalıştığım, iş geliştirme, network ve hayata dair çok ilham aldığım Sina Afra. Bu isimler hayatıma çok birebir dokunan insanlar olsa da sanırım aynı zamanda ben okuduğum ve dinlediğim insanlardan da çok ilham alıyorum. Oprah, Brene Brown, Nilay Örnek ve Evrim Kuran birlikte çalışmadığım ama çok ilham aldığım isimler.

5)     Siz girişimcilik kültürünün geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Girişimcilik, maalesef henüz Türk kültürünün ve dolayısıyla eğitim sisteminin bir parçası değil. Bu nedenle sadece Türkiye’de değil dünyada da bir ilk olan Türkiye Girişimcilik Vakfı olarak, Fellow Programı ile gençlerimizi geniş bir ağın parçası yapmaya, onlara ilham veren girişimciler ile tanışıp deneyimlerinden faydalanma imkânı sunmaya devam edeceğiz. Sponsorlarımız ve ekosistemdeki iş ortaklarımızla da girişimcilik kültürünü geliştirmek için ortak projeler yapmaya da devam ediyoruz.

İlham vermek amaçlı bir Vakıf olsak da bizler de ilhamımızı o gençlerden alıyoruz. Her şeye rağmen keşfetmeye, denemeye, öğrenmeye açık büyük bir potansiyelle bu yolda ilerlemek keyif verici.

Kalkınmadaki en temel sorun sürdürülebilirlik, bunu sağlamak her geçen gün zorlaşıyor. Ekonomik, sosyal ve teknolojik kalkınmayı sağlarken sürekli tüketiyor ve salt tüketime teşvik ediyoruz. Uzun vadede ortaya çıkacak girişimlerin de sürdürülebilir kalkınmayı desteklemesi gerektiğine inanıyorum. Zaten etki yaratan girişimcilik modeli de bünyesinde ekonomik kalkınma yanında değer yaratan unsurları da barındırıyor. Biz de bu nedenle geleneksel girişimlerden daha çok değer yaratan girişimlere odaklanıyoruz.

Microfon Blog’da birçok röportaj var. Sende diğer yazılarımıza buradan ulaşabilirsin. Vakıf ve dernek bursları doğası itibariyle çok çeşitlidir. Burs arıyorsan en doğru adres Microfon. Sitemizde başvurularını kafan karışmadan, açık ve anlaşılır biçimde yazılan rehberlerimiz aracılığıyla kolayca yapabileceksin. Bu kurumlara dair güncel yazılarımızı ve sitemizi gözden geçirmeni öneririz. Burs Ara kısmında güncel olan tüm burslara ulaşabilirsin.