Felaketin Kalbine Yolculuk: Çernobil Turizmi…

Çernobil Turizmi terimi yabancı gelebilir. Fakat 2011’den bu yana dünyanın en çok merak edilen destinasyonlarından birisi. Biz de bu yazımızda Çernobil Turizmini ele aldık; işte karşınızda Felaketin Kalbi: Çernobil!

 

Çernobil Turizmi:

Bugün Ukrayna topraklarında yer alan Pripiyat şehrinde 1986 yılında büyük bir felaket yaşandı. O tarihte Çernobil nükleer santralinin 4 numaralı reaktöründe büyük bir sızıntı oldu. Sızıntı bir dizi tepkimeye sebep oldu. Bu sızıntıysa insanlık tarihinin en büyük felaketlerinden birisine sebep oldu. Çernobil Faciası’na! Felaketten tam 25 yıl sonra bilim otoriteleri buraya gitmenin sağlıklı olduğuna kanaat getirdi. İşte o günden bu yana Çernobil faciasının yaşandığı alan yeryüzündeki bir cehennem. Terk edilmiş hastaneleri, ürkütücü lunaparkı ve daha niceleri ile bu cehennem turistlere kendisini göstermeyi bekliyor.

 

Çernobil’in Sırlarına Erişmiş Kişiler:

Çernobil her ne kadar turizme açılmış olsa da giriş çıkış hala sınırlıdır. Hem işinizi garantiye almak hem de Çernobil’in sırlarına erişmiş insanlardan bilgi alıp dinlemek için size bir şirketle anlaşmanızı öneririz. Böylelikle geziniz hem daha keyifli hem daha güvenli olur. Tur fiyatlarını da sizin için araştırdık ve 100-120 dolar civarı bir tutara sahip olduğunu öğrendik. Ayrıca turların İngilizce ve Ukraynaca yapıldığını sizlere söylememiz gerekli. Turlar ön ödemeli oluyor yani bir miktar kapora vermeniz gerekli. Western Union ile bu işlemi gerçekleştirebilirsiniz. Şimdi sıra otellerde!

 

Konaklamayı Unutmayın:

Pripiyat günübirlik turlara ev sahipliği yapsa da henüz konaklamaya müsait değil. O yüzden sizleri Kiev’de konaklamaya ve Sovyetler’in ikonik mimarisinden izler taşıyan şehri gezmeye davet ediyoruz. Öncelikle otel fiyatlarından bahsedelim. Otel fiyatları günlük ortalama 500 ila 750 TL arasında değişmekte. Geneli butik olan bu otellerde kahvaltı ücretsiz. Bu da demek ki akşam ve öğle yemeği yok. Ama iyi tarafından bakalım, Kiev sokaklarında Ukrayna mutfağını deneyimlemek için iyi bir fırsat. Kiev sokaklarını turlarken Bağımsızlık Meydanı’nı (Maidan Nezalezhnosti) ve Mariyinsky Sarayı’nı da ziyaret etmeyi unutmayın! Otelinizi de gitmeden önce ayarladığınıza göre sıra valiz hazırlamakta!

 

Valizleri Hazırlayın!

Pripiyat’a gitmek için öncelikle Ukrayna sınırlarına giriş yapmamız gerekli. Fakat endişelenmeyin, Ukrayna 90 gün boyu vize istemiyor. O yüzden yapmanız gereken yegane şey valizlerinize kıyafetlerinizi, pasaportunuzu ve elbette ki kameranızı koymak. Kıyafet seçiminizde ise uzun kollu sweatshirt, pantolon ya da eşofman giymenizi öneririz. Tabii bu yalnızca bir öneri! Fotoğraflarınızı daha ilginç kılmak için internetten ortalama fiyatlara Kızılordu’ya ait gaz maskeleri de alabilirsiniz. Valizler, pasaport ve kameralar hazırsa Ukrayna’ya uçuş başlasın!

 

Kiev’e Hoş Geldiniz!

Ankara’dan bindiğiniz uçakla tam 1.178 km ve 1 saat 20 dakika uçtunuz. Evet, artık Kiev’desiniz. Kiev Sikorsky Uluslararası Havalimanı’na iniş yaptıktan sonra bir taksi ile ya da kiralayacağınız bir araç ile otelinize gidebilirsiniz. Otelinizde dinlendiyseniz size akşam yemeği için ufak bir kaç önerimiz var! Yemeğinize kök sebzelerden oluşan Borscht çorbası ile başlayın. Ardından bir tür mantı olan Varenyky’den birazcık atıştırın. Ana yemek olaraksa Kiev Köftesini (Kyivsky Kotlet) tadın. Domuz ya da tavuk etinden yapılan bu paneli yemeğe bayılacaksınız! Son olarakta hafif bir tatlı olan Kiev Pastası (Kyivsky Tort) ile yediklerinizi taçlandırın. Ceviz ya da bademle yapılan ve içine bolca meyve konulan bu tatlıya aşık olabilirsiniz, aman dikkat edin!

 

Çernobil Turizmi; Tur Başlasın!

Sabah uyandığınızda tur otobüsü sizi anlaştığınız konumdan alacak ve Pripiyat’a götürecek. Burada en önemli nokta yanınıza pasaportunuzu mutlaka alın. Çünkü öğrendiğimiz kadarıyla o bölgeye pasaportsuz giriş ne yazık ki yok. Tura başlamadan önce bir adet Geiger Sayacı kiralayabilirsiniz. Tura başladıktan 2 saat sonra ilk karşılaşacağınız bir kontrol noktası olacak. Burada tur rehberiniz sizi muhtemelen uyaracaktır ama biz yine de söyleyelim; fotoğraf çekmeyin…

Çernobil Kasabası:

Sonraki durağınız ise muhtemelen Çernobil Kasabası olacaktır. Santrale adını veren bu kasabada hala yaşayan 1000 civarı insan olduğu söyleniyor. 2019 verilerine göre yaş ortalamasının 63 olduğunu söylersek durum anlaşılır sanırım. Tüm hayatlarını orada geçirmiş olan insanlar ölümü de memleketlerinde tatmak istiyorlarmış. Zaman geriye gitmiş gibi hissedeceğiniz bu kasabada belki Sovyetlerin ihtişamını belki de kendi kendisini bitiren insanoğlunu göreceksiniz. Fakat hangisini görürseniz görün, 80’li yıllara döndüğünüzü hissedeceksiniz. Son olarak, kasabadan çıkarken bir adet de V. Lenin heykeli görebilirsiniz.

DUGA:

Yolda giderken Sovyetler’in gizli silahı DUGA’yı da görebilirsiniz. DUGA bir tür ufuk ötesi radar sistemidir ve Soğuk Savaş döneminde gelecek hava tehditlerini savunmak için kullanılırdı. Metrelerce uzayan DUGA sistemi kocaman bir dizi anten şeklinde olan bir sistemdir. Yolda görünce Sovyet gigantomanisinden izler taşıdığını göreceksiniz! Küçük bir anekdot: Telsizlerde ağaçkakana benzer sesler çıkardığı için DUGA’nın lakabı Rus Ağaçkakanı’dır.

Yemek Vakti:

Turlar genelde yemekliymiş. Santrale girmeden hemen önce yemekhaneye gidip tabldot halinde servis edilen yemeği yiyebilirsiniz. Klasik Ukrayna mutfağından yemekler olan bu tabldot ortalama bir tada sahipmiş diye duyduk. Şimdiden afiyet olsun!

Santral ve Pripiyat Şehri:

Santral ve Pripiyat Şehrini de daha fazla anlatıp sürprizi kaçırmak istemedik. Bizce en mantıklısı gidip kendiniz görmeniz!

 

Bir yazımızın daha sonuna geldik. Çernobil turizmi hakkında bilgi verdiğimiz bu yazımızı umarız beğenmişsinizdir. Eğer beğendiyseniz sizleri diğer blog yazılarımıza göz atmaya Microfon Blog‘a ya da sitemizde sunduğumuz burs ve eğitimlerden faydalanmak için Microfon.coya bekleriz…