Merhaba! Bugün sizlerle derin çalışma konusunu ele alacağız. Hayatta başarılı olmanın bir sırrı olduğunu düşünüyorum: derin çalışma. Elbette, derin çalışma yoluyla başarıya ulaşmak kolay bir süreç değil. Bu konuda samimi olmak gerekirse, benim de bu konuda çeşitli zorluklarla karşılaştığımı söyleyebilirim. Neyse ki, deneyimlerim ve öğrendiklerimle sizinle paylaşacağım. Bazı ipuçları ve stratejiler var. Hazırsanız, derin çalışmanın büyülü dünyasına birlikte dalalım!

Cal Newport’a ait olan Derin Çalışma kavramı tüm enerjimizi kullanarak maksimum performans etme etmek anlamına geliyor.

Cal Newport ise şu şekilde tanımlıyor : “Dikkat dağınıklığı olmayan tam konsantrasyonlu bir durumda, bilişsel yetenekleri sınırlarına kadar kullanarak gerçekleştirilen profesyonel aktiviteler.”

Günümüzün hızlı tempolu dünyasında, zamanın önemi hiçbir dönemde bu kadar belirleyici olmamıştı. Başarıya giden yolda bizlere, zamanı etkili bir şekilde yönetmek, büyük bir avantaj sağlayabilir. Ancak, sadece zamanı kullanmak yetmez. Aynı zamanda odaklanma süresi de büyük bir öneme sahip. Çünkü çevremizde sürekli dikkatimizi dağıtan birçok unsurla birlikte yaşıyoruz.

Dijital çağın etkisiyle odaklanmamız artık çok daha zor. Her şeye tek tuşla erişebiliyor olmak çaba harcama yetimizi köreltiyor. Sürekli kısa süreli sosyal medya videolarına maruz kaldığımız için dizi, film bile izlemekte zorlanmaya başladık. Sizi de sosyal medya bu anlamda etkiliyorsa, odaklanmakta zorluk yaşıyorsanız, başladığınız işleri yarım bırakıyor, bir iş bitmeden diğerine başlıyorsanız merak etmeyin! Derin Çalışma ile bu problemleri minimuma indirebilirsiniz.

 

Peki, gelin konunun özüne odaklanalım: Bu işi nasıl başarabiliriz?

Yeniliklerin ışık hızıyla arttığı bu yeni çağda hayatta ve iş dünyasında kalabilmek için verimlilik inanılmaz önem arz ediyor. Derin Çalışma ile bu verimliliği sağlayabiliriz. Bunun için ne yapmalıyız ? Beraber düşünelim. Newport tanımında “tam konsantrasyonlu bir durumda” sözlerini kullanıyor. Yani, çalışma esnasında telefona bakmak yok. Arkada bir dizi dönsün demek yok. Tüm zihnimiz, vücudumuzla birlikte çalışmaya dahil olmalı.

Derin çalışmaya kendimizi alıştırmak için bazı yöntemler deneyebiliriz. Gelin bunlara bakalım!

 

1- Ritüeller Geliştirmek

Ritüeller, derin çalışmaya başlamadan önce zihinsel olarak hazırlanmanıza yardımcı olur. Belirli rutini takip etmek, zihninizi çalışma moduna geçirmenize ve odaklanmanıza yardımcı olur. Bu, işe başlamadan önce motivasyonunuzu artırır ve verimliliğinizi yüksek tutar. Örneğin; meditasyon yapmak, mum yakmak veya kahve hazırlamak stresi azaltabilir ve zihni sakinleştirebilir. Bu da çalışma sürecinde odağınızı arttırır ve rahat bir zihinle çalışmanızı sağlar. Zamanla, bu ritüeller otomatik hale gelir ve beyniniz daha kolay bir şekilde çalışma haline geçer.

Bu nedenlerle, işe başlamadan önce ritüeller geliştirmek, iş performansınızı artırabilir. Odaklanmayı sağlayabilir ve genel olarak çalışma deneyiminizi iyileştirebilir. Herkesin ritüelleri farklı olabilir. Bu yüzden kendinizi tanımak ve size en uygun olanları bulmanız gerekiyor.

 

2- Aynı Saatlerde Çalışmak

Belirli saatlerde aynı konuları çalışmak, disiplinli bir çalışma rutini oluşturmanıza yardımcı olur. Alışkanlık haline gelen bu düzenli çalışma programı, zamanı daha etkili bir şekilde yönetmenize ve işleri düzenli ilerletmenize yardımcı olur. Her gün aynı saatte aynı konu ile ilgili derin çalışmaya başlamak çok daha kolay hale gelir. Örneğin; her gün sabah 9’da 2 saat İngilizce çalışmayı sürekli hale getirmek.

Yani, her gün aynı saatlerde aynı konuları çalışmak, disiplin, derinleşme, ileri düzey beceri geliştirme, zaman tasarrufu, güven ve istikrar gibi birçok fayda sunar.

 

3- Çalışmalarımızı Uygun Bir Alanda Yapmak

Çalışmalarımız için ayrı bir alan olması derin çalışmayı kolaylaştırır. Yemek yediğimiz veya dizi film izlediğimiz masada çalışmak bizim için birçok olumsuz uyaran içerecektir. Bunun yerine her oturduğumuzda sadece çalışma yaptığımız bir alan odaklanmaya katkı sağlar. Çalışma masamızı doğru amaçlarla kullandığımızda , beynimiz çalışma haline daha kolay geçecektir.

Ayrıca o alanın sade olması, çok fazla eşya olmaması, dikkat dağıtıcı unsurlardan uzak olması gerekir. Unutmayın amacımız maksimum konsantrasyon!

 

Bu tavsiyelere ek olarak da şunları söylemek isterim:

Aramızda müzikle birlikte çalışanlar var ise bununla ilgili de bazı küçük tavsiyelerim var. Eğer müzikle çalışmayı seviyorsanız ve bu sizin odaklanmanıza katkı sağlıyorsa o durumda da bazı şeylere dikkat etmelisiniz. Ben, her derin çalışmanız için aynı çalma listenizi dinlemenizi öneririm. Farklı ve yeni duyduğumuz müzikler, odağımızın dağılmasına sebep olabilir. Halbuki her çalışmamızda aynı müzikleri dinlersek bu bizim için olumlu bir uyaran olacaktır. Benim, çalışma esnasında dinlediğim çalma listesini inceleyebilirsiniz.

Bitirmeden değinmek istediğim bir konu da çok önemli bir konuya çalışıyor da olsak mutlaka mola vermeliyiz. Zihnimizin belli aralıklarla dinlenmeye ihtiyacı var. Hatta vücudumuzun da. Uzun süre masa başında kalmamız birçok rahatsızlığı beraberinde getirir. Ve molalarda telefona veya internete bakmak yerine kısa bir yürüyüş yapmak, temiz hava almak bizim için çok daha iyi olacaktır.

Unutmayın, her çalışmamız derin çalışma olmak zorunda değildir. Derin çalışma, zor olan odaklanma gerektiren işlerimiz için önem arz eder. Fakat, daha basit olan işlerimiz için bu kadar detaylı odaklanmak zorunda değiliz. Diğer çalışmalarımız için sığ yani yüzeysel denilen çalışma şeklini deneyebiliriz.

Sonuç olarak, odaklanma süremizin gittikçe düştüğü bu yıllarda çalışmalarımızda bazı değişikliklere gidebiliriz. Konfor alanımızın biraz dışına çıkarak çalışmak verimliliği beraberinde getirecektir. Umarım, yazdıklarım ve tavsiyelerim sizler için faydalı olmuştur. Bir başka yazıda görüşmek üzere!

 

Odaklanma, verimlilik ve farklı çalışma metotları için Microfon Blog’u ziyaret etmeyi unutma!