Bu yazımızda depremden korunma ve yaşam üçgeninin öneminden bahsedeceğiz.

Şubat ayında ülkemizde meydana gelen deprem felaketi, deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımız başta olmak üzere tüm Türkiye’yi pek çok alanda etkiledi. Canını, ailesini kaybedenler; evini, işini, malını, mülkünü kaybedenler ve deprem sonrasında yaşanma olasılığı yüksek olan TSSB (travma sonrası stres bozukluğu) ile ruh sağlığını kaybedenler oldu.

İhtiyaçlar hiyerarşisinde güvenlik/barınma ihtiyacı piramidin ikinci basamağında yer alır. Yani karnımız doyduktan sonra sıradaki düşüneceğimiz şey kendimiz için güvenli bir yer aramak olacaktır. Geçmişte insanlar bu ihtiyacını çadırlardan ağaç kovuklarından karşılardı. Günümüz modern insanı ise barınma ihtiyacını çoğu zaman şehirlere apartmanlar dikerek karşılamaktadır. Fakat diktiğimiz apartmanlar gerçekten güvenli mi? Can güvenliğimiz tehlike altında mı? Yaşanan son depremler aklımıza bu soruları getirerek temel ihtiyaç algımızı sarsmıştır. Her ne kadar yıkıcı bir felaket olsa da depremden korunmanın yolları vardır. Yaşam üçgeni oluşturarak hayatta kalma ihtimalinizi arttırmak mümkün.

Yaşam Üçgeni Nedir?

Enkaz altında yaşamamızı idame ettirebileceğimiz kadar büyük boşluklara ‘hayat üçgeni’ adı verilir. Hayat ya da yaşam üçgeni deprem anında kendimize güvenli bir alan oluşturmamızı sağlar. Böylece deprem anında vücudumuzu enkazdan koruyarak hayatta kalma ihtimalimizi arttır. Peki hayat üçgenini nasıl oluştururuz? Deprem anında eğer bina içinde isek sağlam olan bir eşyanın yanına çömelerek kafamızı kollarımızın arasında korumalıyız. Böylece yanına çömeldiğimiz eşya çatı görevi görerek bizi hayati tehlikeden koruyacaktır. Kısacası Çök Kapan Tutun yöntemi ile kendimizi korumamız mümkün.

Güvenli bir yer bulup sağlam bir eşyanın yanına çökmek,

Başımızı koruyacak şekilde kapanmak ve

Düşmeyecek şekilde sabit bir yere tutunmak.

Afad’a göre yaşam üçgeni şu şekilde uygulanmalıdır:

‘Varsa sağlam sandalyelerle desteklenmiş masa altına veya dolgun ve hacimli koltuk, kanepe, içi dolu sandık gibi koruma sağlayabilecek eşya yanına çömelerek yaşam üçgeni oluşturulmalıdır. Baş iki el arasına alınarak veya bir koruyucu (yastık, kitap vb) malzeme ile korunmalıdır. Sarsıntı geçene kadar bu pozisyonda beklenmelidir.’

Deprem, her ne kadar korkutucu ve tehlikeli bir doğal afet olsa da afetin yol açtığı sorunları minimum düzeyde tutmak insanın elindedir. Unutmayın, önlem hayat kurtarır.