Beyin göçü sözlükte “Yetiştirilmesi için büyük kaynak gerektiren veya yetiştiği halde ilgisizlik ve olanaksızlık nedeniyle bilim insanı, hekim, mühendis gibi vasıflı insanların daha gelişmiş bir ülkeye yerleşip orada çalışmak suretiyle kendi ülkelerini bırakıp gitmesi.” şeklinde açıklanır. Bu konu ülkemizde de son zamanlarda oldukça sık duyduğumuz bir konu haline geldi. Beyin göçü temelde ülkeler arası sosyoekonomik farklardan dolayı gerçekleşen bir eylemdir. Bireyler çalışmak amacıyla hayatlarının en üretken zamanlarını kendi ülkeleri dışında başka ülkelerde geçirmektedir.

Gelin hep birlikte “Beyin Göçü” konusunu derinlemesine inceleyelim.

 

AKLIMIZI YİTİRİYORUZ!

Beyin göçü denildiğinde aklımıza sadece bilim insanları ya da mühendisler gelebilir. Fakat bu yalnızca pozitif bilimlerle uğraşan insanların göçü değildir. Bir filozofun, sanatçının, edebiyatçının da göçü aslında bu kavramın içerisinde tutulmalıdır.

Türkiye’de yaşanan beyin göçü problemi yıllardır konuşulan bir durum olsa da son yıllarda ülkenin şuan ki durumuyla birlikte dillerden düşmeyen bir konu haline geldi. Günün sonunda Beyin Göçü problemini  kim konuşursa konuşsun çözümün bir parçası olmak yerine problemin bir parçası olarak kalmaktadır. Tersine çevirmek için herhangi bir adım yetkili kuruluşlar tarafından atılmamaktadır. Neredeyse Beyin Göçü yapmadan önce bu konuda mücadele veren nitelikli beyinler adeta Göç için zorlanmaktadır. Bu bağlamda baktığımızda ülkemizde göçün durumunu “Aklımızı Yitiriyoruz!” şeklinde değerlendirebiliriz.

 

TÜRKİYE’DE DURUMU SONUÇLARI!

Türkiye İstatistik Kurumu’nun Uluslararası Göç İstatistikleri son araştırması bir önceki yıla oranla 2% arttığı görüldü. En fazla göç eden nüfusun 15,2% oranla 25-29 yaş grubundan olduğu istatistiksel olarak karşımıza çıktı. Bu istatistiği 13% ile 30-34 yaş grubu, 12,6% ile 20-24 yaş grubu izledi. Bu yaş gruplarının işsizlik ve istihdam verileri incelendi. Ve işsizliğin her yaş grubunda arttığı ve işgücüne katılım oranının da azaldığı gözlemlendi. İŞKUR yıllık istatistiklerine bakıldığında Beyin Göçü yapan insanların buna karar verirken bekleme sürelerinin azaldığı görüldü.

Göçün sonuçları bir çok pencereden incelenmektedir. Göç veren bir ülke olarak baktığımızda, nitelikli insanların ülkeden göç etmesi negatif bir etkidir. Ülke sosyoekonomik olarak gelişmez ise göç artacak ve göçün artmasıyla sosyoekonomik gelişim yavaşlayacaktır. Bu kısır döngüye girmek elbette ülke için kötü olacaktır. İş gücüne katılım nitelikli bireyler tarafından yapılmadı sürece güzel işlere imza atmak bir hayli zorlaşacaktır.

 

TERSİNE BEYİN GÖÇÜ

Tersine beyin göçü, zamanında göç veren ülkenin gelişmesi halinde göç eden bireylerin geri dönmesi ,akıl kazanımı, olarak açıklanmaktadır. Bu göçte elbette yeter ve gerek şart ülkenin bırakıp giderken ki halinden kat ve kat daha iyi durumda olmasıdır. Tersine göç için ülke çalışmalara, araştırmalara ve aslında ülkeye değer katacak her şeye imkân sunması gerekmektedir. Ülkenin gelişmesiyle de birlikte artık beyin göçü almak oldukça önemlidir. Ülkeye farklı ve güzel deneyimler ve değerler katacak insanların ülkemizde olması gelişimi olumlu etkileyecektir.

 

Diğer yazılar için Microfon Blog sayfamıza göz atabilirsiniz.