Microfon Blog
Kültür Sanat

Konservatuvar: Bir Sanatçı Olmanın İlk Adımı

Konservatuvarlar için en merak edilen soruların başında, ‘’ Konservatuvar girmek için ne yapmalıyım geliyor. ‘’ Peki, neden konservatuvar?

Diğer bölümlerden farklı olarak konservatuvarın artıları, merak uyandıran tarafları mı var?

Bu soruların cevapları, pekala hepimiz için çok kişisel. Fakat düşünsenize ! Dinlediğiniz ve severek eşlik ettiğiniz bir şarkıyı artık sizde söyleyebileceksiniz. Sakinleşmek istediğinizde açtığınız ve fonda duyduğunuz enstrüman olan piyanoyu artık sizde öğrenebileceksiniz. Aynı zamanda oyunculuğunu- tiyatroculuğunu- örnek alarak ilerlediğiniz sanatçının yolundan sizde gitmek isteyerek, konservatuvarın yoluna uğramak isteyeceksiniz. Tüm bunlar kulağa hoş geliyor değil mi 🙂 Denemekten ne kaybedersiniz ? Belki bir gün o dinlediğiniz konserleri siz veriyor olacaksınız.

Resim kompozisyonlarınızı biriktirip bir sergi açacaksınız. Sanat kavramı çok kişiseldir. Bu yolda hepiniz kendi yolunuzu çizecek ve bir duruş ortaya koyacaksınız. Bazen yalnız olacak fakat hayatın tam içinde olacaksınız. En güzeli de keşfetmek. Keşfettikçe, seçtiğiniz mesleğin sonsuza dek yaşayacağını anlayacaksınız. Belki bir kitap yazacak ve sizden sonra gelecek yazar adaylarına ışık olacaksınız. Konservatuvarı tek çıkışı olan bir labirente benzetebiliriz. Farkındalığınızın yükseleceği ve saptığınız her yolda yenilikler sizi bekliyor olacak. Ve sonunda ışığı keşfedecek, sahip olduğunuz birikimle birlikte daha iyiyi göreceksiniz.

Gelin şimdi bu yolculuğuna biraz daha yakından ve hayatın içinden bakalım.

Sanatın Işığında

Sanatın en önemli dalları arasında yer alan müzik, hayatımızın büyük bir çoğunluğunda bize eşlik eden ve biz farkında olmasak bile düşüncelerimize hükmeden bir kavram. Pek çoğumuz sabah ki dersine yetişmeye çalışırken, kulaklıklarımız olmadan evden(yurttan) çıkamayız. Ya da hayatınızın bir bölümünde, mutlaka bir sergiye gitmişşinizdir. Tiyatro oyunları ve konserler sıkça yaptığımız aktiviteler arasında. Bu zamanlarda ise tat aldığımız şeyler daha da kişiselleşmiş durumda.

Sosyal medya giderek sonunu göremediğimiz bir girdaba dönüştü. Artık tüm haberlere veya merak ettiğimiz her şeyin cevabına internet sayesinde erişebiliyoruz. Online olarak katılabileceğimiz etkinlikler mevcut. Konserleri, canlı yayınlar sayesinde takip edebiliyoruz ya da yurt dışındaki bir sergiyi internet sayesinde üç boyutlu olarak gezebiliyoruz. Elektronik ortam sanatın her dalıyla bizimle.

Peki tüm bu üretim nasıl ortaya çıkıyor? Bir sanat eseri, bir müzik kompozisyonu, bir karakter oluşumu, trajediler, komediler, librettolar-opera/bale/müzikal metni- nasıl ortaya çıkar? Bunların temelinde yer alan, bu işin eğitimini alacağınız konservatuvarlardan bahsedeceğiz. İlk olarak biraz eskiye, konservatuvarların adını ilk duyduğumuz zamanlara gidelim.


Painting: Goetz Richter

Konservatuvarın Tarihi

Yazımızında başlığı olan konservatuvar, fransızcada conservatoire-müzik okulu- anlamına gelmektedir. Günümüzde Hacettepe Üniversitesi’ne bağlı olan Ankara Devlet Konservatuvarı, Cumhuriyet Dönemi’nde Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle kurulan ilk konservatuvardır. 1930’lu yıllara damgasını vuran Müzik Inkılabı’nın en büyük hedefi Klasik Türk Müziği’nin evrensel boyutlarda bir müzik türü haline gelmesi ile çoksesli müziğin Türk halkına benimsetilmeye çalışılması olarak belirlenmiştir. Bu süreç boyunca Türkiye’ye gelen müzik alanında ki yabancı uzmanlar, ülkemizin sırasıyla izlemesi gereken yolları raporlar halinde hazırlayıp, türk hükümetine sunmuştur. Sonuç olarak uzmanlar raporlarında; çağdaş müzik eğitim kurumlarının kurulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği, çağdaş Türk müzik yaşamının gelişmesi yönündeki fikirleriyle yol gösterici olmuş, tüm bu süreçler içinde milli değerlerden beslenerek evrensel değerlere ulaşılması gerektiğini vurgulamışlardır.

Mustafa Kemal Atatürk, 1 Kasım 1934 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi 4. dönem 4. toplantısını açarken, güzel sanatlar politikasına ilişkin düşüncelerini, “Arkadaşlar; güzel sanatların hepsinde, ulus gençliğinin ne türlü ilerletilmesini istediğinizi bilirim. Bu yapılmaktadır. Ancak, bunda en çok çabuk, en önde götürülmesi gerekli olan Türk musikisidir. Ulusal; ince duyguları, düşünceleri anlatan; yüksek deyişleri toplamak, onları, bir gün önce, genel, son musiki kurallarına göre işlemek gerekir. Ancak bu düzeyde Türk Ulusal Musikisi yükselebilir, evrensel musikide yerini alabilir” şeklinde ortaya koymuştur. Atatürk’ün düşüncelerinin ardından Klasik Türk Müziği ve Türk Halk Müziğinin akademik ölçekte eğitim ve öğretiminin başlangıcı, aktif olarak 20. Yüzyılın son çeyreğinde ( 1975 ) Türk Musikisi Devlet Konservatuvarının kurulması ile başlamıştır.

Kısa bir tarihsel bilgilendirmeden sonra, artık konservatuvarların kendi için de pek çok bölüme ayrıldığı ve bu bölümleri incelediğimiz konu başlığımıza gelebiliriz. Bakalım sahip olduğunuz yeteneğinizin dalı hangi bölümü kapsıyor ve bu bölümü kazanmak için neler yapmalısınız ?


Konservatuvarlar İçerisinde Yer Alan Bölümler

Konservatuvarlar da kişinin yeteneğine göre pek çok alan seçeneği vardır. Bir enstrüman çalma merakınız, isteğiniz ve yeteneğiniz varsa bunun için Müzik Bölümünü tercih etmelisiniz. Veya yukarıda da bahsettiğimiz gibi örnek aldığınız bir sanatçının izinden gitmek istiyorsunuzdur. Küçük yaşta okulda yer aldığınız tiyatro oyunlarının vazgeçilmez öğrencisi sizsinizdir. Size önerimiz, Tiyatro Bölümü sınavlarına hazırlanmanız. Kendi yeteneğinizin peşinden gidin, inanıyoruz ki her şey güzel olacak.

Şimdi de konservatuvar bölümlerinin bütününe ve detaylarına bakalım.

Devlet konservatuvarları kendi içinde 3 bölüme ayrılıyor: Müzik Bölümü, Müzikoloji Bölümü, Sahne Sanatları Bölümü.

Müzik Bölümü:


Müzikoloji Bölümü:


Sahne Sanatları Bölümü:


Türk Musikisi eğitimi almak istiyorsanız, bunun için Devlet Türk Musikisi Konservatuvarları var. Bu konservatuvarlarda ki bölümler de kendi içinde 8’e ayrılıyor: Temel Bilimler Bölümü, Ses Eğitimi Bölümü, Türk Halk Oyunları Bölümü, Çalgı Yapım Bölümü, Müzik Teorisi Bölümü, Müzikoloji Bölümü, Müzik Teknolojileri Bölümü, Kompozisyon Bölümü.


Konservatuvarlara Hazırlık Aşamaları

Konservatuvar sınavlarına girmek için, öncelikle ÖSYM’nin yapmış olduğu YKS sınavından en az 150 taban puanı almalısınız. İstenilen taban puanı, sınava gireceğiniz üniversiteye göre 180 ila 200 puana kadar çıkabilir. Bu puanı elde ettikten sonra, gireceğiniz bir diğer sınav yetenek sınavı. Yetenek sınavı; gireceğiniz bölüm ile ilgili performans sergileyeceğiniz bir aşama.


Bu sınava karşı hazırlıklı olun!

Hayatınızın geri kalanında önemli bir rol oynayacak olan üniversite hayatınız için, sınavda göstereceğiniz performans branş hocaları için oldukça önemli. Sizi zorlayacaklar. Solfej sınavına hazırlık için müzik dinleme aktiviteleriniz olması gerekiyor. Çalışacağınız sınav programı için nota veya metin okumaları yapmalısınız. Bulunduğunuz ortamlarda ki konserlere, sergi veya tiyatrolara gitmeye çalışın. Hafta da bir internet üzerinden veya bulunduğunuz şehrin imkanına göre bir festival filmi seyredin. Minimum 4 yılınızı vereceğiniz bu ortamı yakından tanımaya çalışın.

Konservatuvarda hangi bölüme girerseniz girin, çok çalışmalısınız. Yetenek sınavları bölümlere göre farklılık gösteriyor. Fakat her sınavda karşınıza çıkacak 2 temel aşama var. Bu iki aşamanın nasıl ve hangi sıra ile gerçekleşeceği konservatuvarlarda değişiklik gösterebilir. Bunun için konservatuvarların internet sitelerinden bir duyuru gerçekleşir. Bu duyuruya göre hazırlık yapar ve sınav sıranızı beklersiniz.

İlk aşama:Düzey Sınavı

Bu sınavda Teori, Armoni, Solfej alanlarında seviye tespit sınavı yapılacaktır. Bu sınava ait “Solfej Seviye Dosyası (Hazırlık ve Lisans)” adlı referans dosya aday tarafından temin edilir. Bu sınavda görevli öğretmen–genellikle okulun solfej öğretmeni- sizi piyanonun başına alarak sizden, hangi notaya bastığınızı bulmanızı isteyecek. Bu sınavı geçmeniz için, nota bilgisine sahip olman gerekiyor. Ardından seslerin tizlik ve peslik halini duymanız için, en az 2-3 ay solfej eğitimi almalısınız. Armoni ve teori bilgileri için de solfej dersleri aldığınız hocadan yardım alabilirsiniz. Bununla birlikte, sınavdan birkaç hafta önce konservatuarlar da hazırlık dersleri oluyor. Bu derslere mutlaka katılmalısınız!

İkinci aşama: Çalgı- Dans- Oyunculuk- Yetenek Sınavı

Konservatuvarın hangi bölümünü istiyorsanız, o bölümle ilgili performans sergilemeniz gereken bir sınav. Bu sınavda bir komisyon bulunur. Komisyonda, gireceğiniz bölümün bölüm başkanı, bölümün hocaları ve diğer bölümlerin başkanları da olabilir. Bu sınavda, size önceden duyurulan sınav programını icra etmelisiniz. Bu aşama için de bölümüne hakim bir hocadan özel ders alarak hazırlanabilirsiniz. Bu süreç en az 5 ayı kapsayacaktır.

Bu iki aşamanın nasıl ve hangi sıra ile gerçekleşeceği konservatuvarlarda değişiklik gösteriyor. Bunun için konservatuvarların internet sitelerinden bir duyuru gerçekleşir.

Sınavlarda başarı notu, 100 puan üzerinden 70’dir. Ayrıca aşamalar bazı bölümlerde artış gösterebiliyor.


İlham Verebilecek Kazanımlar

Konservatuvarlar her yaş grubu için farklı anlamlar, amaçlar ve kazanımları ifade ediyor.


Günümüzde konservatuvar eğitimi almamış ama bu meslekten para kazanan çok fazla insan var. Artık eğitime gerek duymadan, yeteneğini fark eden dışarıdan kendini geliştiriyor. Ve çoğu da pek popüler. Diğer dallar için aynı şeyi söyleyemesek de konservatuvar okuduktan sonra ‘’bana maddi anlamda ne katacak diyorsanız’’  bu sizin elinizde.

Konservatuvara ne kadar erken başlarsanız, o kadar çok birikim elde edersiniz. Konservatuvar eğitimine üniversite de başlayanlar için vereceğimiz tavsiye ise; okuldaki en çalışkan öğrenciyi örnek alıp herkesten çok çalışması. Ayrıca okulda öğrendiklerinizle kalmayıp, alanınızda uzman sanatçıların ustalık sınıflarına gitmelisiniz. Aktif olarak konser çalışmaları vermeli ve kendinize bir oda müziği grubu kurmaya çalışmalısınız.

Unutmayın, müzisyenler bu şekilde para kazanıyor. Aktif bir repertuara sahipseniz, şansınız çok açık olacaktır. Branşı piyano dışında herhangi bir enstrüman olan sanatçı adayları da yılın düzenli periyotlarında gerçekleşen Gençlik Orkestraları’nın sınavlarına girerek, hem kariyerleri hem de maddi kazançları için yarar sağlayacak bir adım atmış olurlar. Ayrıca özel ders vermek istiyorsanız dışarıdan formasyon belgesi almanız gerekiyor. Her özel kurum böyle bir talep de bulunmasa da devlete bağlı kurumlar, sizden mutlaka böyle bir talep de bulunacaktır.


Konservatuvarlı olmak

İşte. Kısaca konservatuvarlı olma hali böyle bir şey. Ben bu kadar yorulmaya dayanamam diyenler için de, eğitim fakültelerini öneririz.

Eğitim fakültelerinden mezun olduğunuzda elinizde formasyon belgeniz oluyor. Öğretmen yetiştirmeye odaklı bir kurum olduğu için pedagojik açıdan iyi yetişiyorsunuz fakat sanatsal açıdan kendinizi dışarıdan yetiştirmelisiniz. Eğitim Fakültesi’nden mezun olmanız konservatuvara göre daha rahat ve kolay olacaktır. Eğitim Fakülteleri, konservatuvarlardaki kadar ağır bir eğitim sürecine sahip değildir. Tabii buradan da kendini iyi yetiştirmiş bireyler çıkıyor. Ama konservatuvarla birlikte düşündüğümüzde sizi çok zorlamayacaktır.


Sanat Hakkında Ufak Fikir Serpiştirilmeleri

Painting: Scott Von Holzen

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte sanatta kendi içinde evrilmeye devam ediyor. İnsanların duymak istediği tınılar, görmek istediği görsellik, koreografinin- dans besteciliği- içinde yer alan kompozisyon-üretim, eser-. Ruh ve bedenin uyumu- veya uyumsuzluk içinde uyumlu olma hali.

Geleneksel sanat formlarından uzaklaşan sanatçılar, sanatın toplumdan bağımsız bir varlık değil, hayatla bütün, hayatın içinden olması gerektiğini savunmaya başlamışlardır. Gelişen teknolojinin yarattığı imkânlar sanatçılar tarafından takip edilmektedir. Teknoloji sanatçıya sanat eseri üretirken ve sanat eserlerini sunarken farklı yöntemler deneme ve farklı ifade şekillerini kullanma fırsatı sunmuştur. Bilimsel teknolojinin de ilerlemiş olması görsel anlamda sanata büyük yenilikler sunmuştur. Müzik yazımı konusunda özgürleşen birey, müziği oluştururken birden fazla elementi bir araya getiriyor.

Sonu gelmeyen bir yolculukta hepimiz yalnızız. Kendi yolunu bulman için hiçbir zaman geç değil. Yaşamının bir köşesinde olan sanatın herhangi bir dalı için, sende ona yaklaşmak için bir adım at ve şansını dene. Bol şans, merakla ve sanatla kal.

Ayrıca Türkiye’deki tüm konservatuvarlara bir göz atmak istersen buraya tıklayabilirsin.


Bol şans. Merakla, sanatla ve sevgiyle kal.


Burs mu arıyorsun? O zaman tıkla!
Exit mobile version