Hikaye anlatıcılığı, sahnede, iş dünyasında, sunum ödevlerinde çok önemli bir beceridir. Hikaye anlatıcılığı örneklerini tanınmış şirketleri göz önünde bulundurarak verebiliriz. Örneğin, Microsoft, Nike, IBM gibi sektörler, ‘’Chief Storytelling Officer’’ adlı hikaye anlatıcılığı pozisyonları açıyor. Böylece anlıyoruz ki, hikaye anlatıcılığı sadece anlatma sanatı değildir. İş dünyasında oldukça önem taşıyan bir yetkinliktir. E-Bursum olarak kendinizi daha iyi ifade edebilmeniz adına ‘’Hikaye Anlatıcılığı Nedir?’’ adlı yazımızı hazırladık. Hadi bir an önce hikaye anlatıcılığı yazımıza başlayalım ve hikaye anlatıcılığı konusunu derinlemesine inceleyelim!


“Kelimeler bir fikir, hikâyeler ise bir bakış açısı ifade ederler.”


Hikaye Nedir ve Tarihsel Gelişimi Nasıldır?

Hikaye anlatıcılığı konusundan bahsetmeden önce, hikaye kavramı üzerinde duralım. Hikaye, önceleri ‘’taklit’’ manasına gelirken, daha sonra ‘’nakil ve tekrar’’ anlamı ağır basmıştır. Eski edebiyatta, olması mümkün olsun ya da olmasın her türlü konunun ciddi bir üslupla anlatılmasına deniliyordu. Çünkü önceden insanlar olağanüstü olayları dinlemekten keyif alıyordu. Zaman ilerledikçe, hikayelerdeki olağanüstü olaylar azalıp, gerçekçi unsurlarda artış yaşanmaya başladı. 19. yüzyıldan sonra hikayeler, olmuş ya da olması mümkün olayların anlatılması ile ortaya konulmaya başlandı. Bu da insanların artık olaylara gerçekçi yaklaşmasından kaynaklanıyor. 


Hikaye Anlatıcılığının Tarihsel Süreci Nasıldır?

Tarihimizde hikaye anlatıcıları, onları dinleyen kişileri sadece eğlendirmek ve eğitmek için anlatıyordu demek pek doğru olmaz. Doğrusu şu şekildedir: Hikaye anlatıcıları, ‘’ahlaklı’’ ve ‘’ideal insan tipi’’ oluşturmak için düğünlerde, davetlerde, toplantı mekanlarında, kahvehanelerde, köy odalarında hikayelerini anlatıyorlardı. Bu anlatımlar sayesinde de ücret ve bağışlarla geçimlerini sağlıyorlardı. 


Önceleri Hikaye Anlatıcılığı Denilince Akla Ne Gelirdi?

Ayrıca önceleri, hikaye anlatıcılığı denilince akla sadece ‘’hikaye’’ gelmiyordu. Hikaye kavramı içine başka türleri de alıyordu. Örneğin, masal, destan, roman, meddahlık gibi türler… Daha sonra modern hikayeciliğe geçildi ve tek başına bir tür olarak ele alınmaya başlandı. Hatta bu olay o kadar modernleşti ki, sosyal medya ağları; hikayelerin paylaşılmasının şeklini değiştirmeye başladı. Günümüzde, ‘’hikaye’’ kavramı denilince akla direkt İnstagram gibi sosyal ağlar gelmeye başladı. Araştırmalara göre de, kişinin öz yaşantısı ile ilgili hikayelerini paylaşmasının iyileştirici bir özelliğe sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca, hikaye anlatıcılığından, grup terapilerinde, grup terapilerinden psikodramaya, oradan da bireysel psikoterapi gibi alanlarda da yararlanılmıştır.


Hikaye Anlatıcılığı Nedir?

Hikaye anlatıcılığı, sosyal bir fayda yaratmayı amaçlıyor. Sosyal fayda nedir? Sosyal bir dünya, sosyal bir dünyanın paylaşılması ve benzersiz bir insan eylemi oluşturulmasıdır. Hikayeyi anlatan kişi, varoluşunu ve deneyimlerini anlamlandırarak bizlere sunuyor. Örneğin, girişimcilik sektörüne yeni giriş yapmaya çalışan bir girişimcisiniz. Hal böyle olunca, insanları inandırmanız, etkilemeniz ve ortak bulmak için onları ikna etmeniz gerekir. Peki bunu nasıl yapabilirsiniz? Tabii ki hikaye anlatarak! Girişiminizi şu anki haline nasıl getirdiniz? Vizyonunuz ne? Ya da bir öğrencisiniz ve kitlesel fonlama kampanyasıyla eğitiminize destek bulmak için burs arıyorsunuz. Burada da kendi hikayenizi anlatmanız gerekiyor. Vizyonunuz ne, ileride dokunduğunuz insanları nasıl etkilemek istiyorsunuz? Bu hedefe nasıl varacaksınız? Bu sorular aslında hikayenin temelini oluşturacak. Tüm bunları hikaye öğeleri ile süsleyerek anlatmanız etkili olmasını sağlayacaktır. Yani kendinizi doğru ifade edebilmek = hikaye anlatmak.


Hikaye Anlatıcılığı Hangi Alanlarda Kullanılır?

Sunum yaparken, ödev hazırlarken, sahne konuşması yaparken, mülakata girerken, herhangi bir olayda kendini anlatırken, koçluk alanında, öğretmenlik alanında… Kısaca her alan! Hatta arkadaşlarınıza bir olayı anlatırken bile aslında hikaye anlatıcılığını kullanabilirsiniz. Amacınızı, kendinizi anlatmak ve karşı tarafa iletmek için hikaye formatını kullanmaya hikayeleştirme deniliyor. Hatta, yukarıda bahsettiğimiz şirketlerdeki ‘’Chief Storytelling Officer’’ pozisyonundakiler, baş hikaye anlatıcıları tam olarak bu işi yapıyor, markanın hikayesini müşteri ve kullanıcı kitlesine anlatıyor. Aslında markalar ürün değil, hikaye satarlar. Örneğin, en basitinden sakız reklamlarını gözünüzün önüne getirin. Bu reklamlarda, aslında çoğu reklamda, ürünün özelliklerinden bahsedilmez. Genelde yakışıklı veya güzel bir kadın vardır ve aslında bizim ürünümüzü kullanırsanız onun gibi olursunuz, onun gibi hissedersiniz mesajı verilir, yani aslında o hikayeyi satarlar. Günümüzde, pazarlama ve yönetim sektörünün çalışanlarında aranan tek özellik hikaye anlatıcılığıdır. Yani hikaye anlatımı, fikirlerinizi her alana yaymanın en güçlü yollarından birisidir. Üstelik bu, teknoloji devrinde daha da mükemmel bir olay. Benliğimizin sahip olduğu hikaye anlatma dürtümüz, teknolojinin getirdiği imkanlar ve zekamız ile birleşiyor ve ortaya müthiş ürünler çıkıyor. Teknoloji bildiğiniz üzere ‘hayat’ anlamına geliyor. İlk insandan beri mevcut olan ilkel güdünün, teknoloji ile harmanlandığını görmek oldukça mükemmeldir.


Öğrenciler için Hikaye Anlatıcılığı Nedir?

Herhangi bir yere başvuruda bulunuyorsunuz ve sizden kendi hikayenizi anlatmanız isteniyor. Nasıl her markanın insanları inandırmaya çalıştığı bir hikaye varsa sizin de insanların empati kurabileceği bir hikayeniz olmalı. Çok fazla detaya girmeden, hayatınızda gerçekten önem teşkil eden konulara değinmeli ve karşı tarafı buna inandırmalısınız. Bu hikaye, geçmişteki başarılarınızla ile ilgili de olabilir, gelecekte yapmak istediklerinizle de. Bunu videolarla, fotoğraflarla da destekleyebilirsiniz. Hikayenizin olmadığını düşünüyorsanız bizce çok yanlış bir algı çünkü her insanın bir hikayesi vardır, önemli olan o hikayeyi bulabilmek. Hayallerinize giden yolda hangi adımları atacaksınız ve hedefinize ulaşmak için gerekli koşulları yapmak için ne kadar isteklisiniz? Önemli olan bu sorunun cevabıdır.


İyi Bir Hikaye Anlatıcısı Nasıl Olunur?

Brenê Brown, ’’İnandırıcı olabilmek için iyi bir hikaye anlatıcısı olmak gerekir.’’ der. Peki iyi bir hikaye anlatıcısı nasıl olunabilir? İlk adım hikayenizi bulmak, bunun içinde aslında kendinizi tanımanız ve hedefinizi belirlemeniz gerekiyor. Unutmayın, hedef belirlemek bir günde olmuyor, bu konu hakkında düşünerek emek harcamalısınız. Ben bu konuda bugüne kadar hiç düşünmedim, nereden başlayacağımı bilmiyorum diyorsanız,  Meslek ve Kariyer Hedefi Nasıl Belirlenir? yazımızdan sorularınıza cevap bulabilirsiniz. Anlatacağınız hikayeyi basitleştirmelisiniz. Yani aşırı abartılı cümlelerden kaçınmalısınız. Yukarıda belirttiğimiz gibi, aşırı olağanüstü olayları anlatmak eskiden yapılıyordu. İnsanlar artık daha gerçekçi olaylara odaklanıyor. İyi bir hikaye anlatıcısı olmak istiyorsanız, karşınızdaki kitleyi mutlaka etkilemeniz gerekir. Örneğin, sürekli karşımıza çıkan TED konuşmalarını düşünelim. Her biri bambaşka hikayeler anlatıyor ve biz onlardan her seferinde etkileniyoruz. Tabii ki bunlar doğuştan gelen bir yetenek değil! Eğer böyle olduğunu ve bunu değiştiremeyeceğinizi düşünüyorsanız sizin için bazı TED konuşması önerilerimiz var.


TED Hikaye Anlatıcılığı Konuşma Önerileri

  • CHIMAMANDA NGOZI ADICHIE, THE DANGER OF A SINGLE STORY (‘Tek Hikayenin Tehlikesi’) adlı videoda, beynimizin hikayelere olan inanç ve bağlılığından ve hikayelerin hem yapıcı hem de yıkıcı olduğunu anlatıyor. Videoya buradan ulaşabilirsiniz.
  • DAVE ISAY, EVERYONE AROUND YOU HAS A STORY THE WORLD NEEDS TO HEAR (‘Herkesin Dünyanın Duymaya İhtiyaç Duyduğu Bir Hikayesi Var’) adlı videoda, iyi bir hikaye anlatıcısı olmanın iyi bir hikayeye sahip olmaktan geçtiğini anlatıyor. Üstelik hepimiz bu hikayelere sahibiz. Önemli olan hikaye anlatmayı bilmek ve cesaretli olmak. Videoya buradan ulaşabilirsiniz.
  • ANDREW STANTON, THE CLUES TO A GREAT STORY (‘Harika Bir Hikayeye Götüren İpuçları’) adlı videoda, iyi bir hikaye anlatıcısı olmanız için kendinizi hikayenin içinde yaşatmanız gerektiği ve deneyimlerinizi hikayeye aktarmaktan korkmamanız hakkında tavsiyeler anlatılıyor. Videoya buradan ulaşabilirsiniz.

Hikaye Anlatıcılığında Dil Nasıl Olmaldır?

Aslında bu anlatacağınız konuya göre değişir. Örneğin, oldukça hüzünlü ve etkileyici bir konuşma yapacaksanız bunu sürekli gülerek anlatmanız, yazılı olarak anlatıyorsanız dağınık ve alaya giden bir üslup ile belirtmeniz beklenmez. Neşeli ve etkileyici bir konuşma yapacaksanız da ciddi olarak anlatmanız beklenmez. Yani bu dengeyi iyi kurmak gerekiyor. Örneğin, öğrencisiniz ve yazılı veya sözlü olarak hikayenizi anlatmanız gerekiyor. Hikayeyi anlatırken kullandığınız dilin kesinlikle pozitif olması ve karşı tarafta olumlu etki bırakması gerekiyor. Aynı zamanda yazılı olarak 500 kelimeyi geçmemesi insanların rahatça okumasını sağlayacaktır. Burada asıl amaç, hikayenizi anlattığınız kişilerin sizinle empati kurabilmesini sağlamaktır. İnsanların empati kurabilmesini sağlamak için yeteri kadar detay vermek önemli noktalardan. Hikaye çok geniş olması durumunda insanları hikayeye çekmeniz ve akıllarında kalmanız çok mümkün değil. Yani şu şekilde düşünebilirsiniz: ‘’Ben olsam karşımdaki kişiyle nasıl empati kurabilirdim?’’ Yazdığınız veya konuştuğunuz her kelime karşınızdaki kişilerde olumlu veya olumsuz etki bırakacaktır. Bu yüzden bu konuya çok önem vermelisiniz.


Umarız ki bu yazı hikaye anlatıcılığı hakkında kafanızda oluşan sorulara cevap olmuştur. Kendinize iyi bakın! Unutmayın, herkesin bir hikayesi vardır. Peki sizin hikayeniz ne?


burs ara görseli
Burs mu arıyorsun? O zaman tıkla!