Herkese merhaba Microfon’un sevgili okurları! Sosyal medya birçoğumuz için yaşamın olmazsa olmazlarından. Yediğimiz yemekten, okuduğumuz kitaba, gezdiğimiz sokaktan, dinlediğimiz müziğe kadar yaşamımızı yürüttüğümüz başka bir alan oldu. Fakat sadece resmederek yaşamak da yetmiyor, biz insanlar konuşmak, düşüncelerimizi de paylaşmak isteriz. Twitter da tam olarak bu ihtiyacımıza ışık tutan bir sosyal platform. Dünya’nın her yerinden her düşüncede, inançta insanları barındıran büyük kitleye sahip bir alanı mevcut ve bizler burada bazen sevgimizi, bazen heyecanımızı, bazen fikrimizi, bazen öfkemizi dile getirerek kendi içimizde gruplar oluşturuyoruz.
Oldukça büyük kitleye sahip olan Twitter için yakın zamanda Elon Musk tarafından “the bird is freed” çağrısı yapıldı. İyi de bu kuş zaten özgür değil miydi? Yani bizler zaten belli sınırlar dahilinde bu alanda özgür değil miydik? Daha da mı özgürüz? Ne anlama geliyor? Daha da önemlisi Elon Musk Twitter’ı neden satın aldı? Detaylar yazımızda, keyifli okumalar!
Her şeyden önce Elon Musk kim? Önce onu tanıyalım.
Elon Musk Kimdir?
28 Haziran 1971 yılında Güney Afrika ülkesinde doğmuştur. Annesi Kanadalı babası Güney Afrikalıdır. The Wharton School of the University of Pennsylvania’da ekonomi bölümünden mezun olup ayrıca fizik bölümünden yan dal yaparak bir diploma daha almıştır.
Musk, internet, temiz enerji ve uzay konularını tespit ederek bu konuların biz insanların geleceğini etkileyecek önemli sorunlar olduğuna işaret etmiştir.
Dünyanın en ileri roket teknolojisi olan SpaceX ve en değerli otomobil markalarından olan Tesla ile adından oldukça söz ettiren Musk, çalkantılı bir sürecin ardından yakın zamanda Twitter’ı da alarak yine kendinden söz ettirmeye devam ediyor.
Elon Musk Twitter’ı Neden Aldı?
Musk, daha öncesinde Twitter’ın %9,2’lik hissesine sahipti. Sonrasında 13 Mayıs’ta yapmış olduğu 44 milyar dolarlık anlaşmanın bir süreliğine askıya alındığını duyurmuştu. Bunun sebebinin ise Twitter’da bulunan sahte ve spamlanmış hesaplarının sayısının belirlenip, sonucun toplam kullanıcıların %5’inden az olup olmadığının tespit edilmesini beklediğini öne sürdü. Fakat bu bekleyiş anlaşmanın feshiyle sonuçlandı. Gerekçe olarak ise çoğu kararın ihlal edildiğini gösterdi. Ayrıca Twitter, istenilen kullanıcı sayısı bilgisine de yanıt vermedi.
Bizler Musk Twitter’ı ha aldı ha alacak diye beklerken anlaşmanın iptal edilmesi bu da yetmezmiş gibi bir de Twitter’ın Musk’a dava açması gündeme geldi. Ne kıymetli Twitter’mış arkadaş bir paylaşamadınız gitti. Biter mi peki? Yok, bitmez. İyice çocuk oyuncağına dönse de bu iş, Musk ekim aynın başında Twitter’a teklifini yineledi. Mektup göndererek satın alma işleminin verdiği ilk tekliften yani 44 milyar dolardan tamamlanmasını istedi. Bunu gören yargıçta 28 Ekim’e kadar konuşun, barışın, bu işi çözün diyerek davayı durdurdu.
Buraya kadar anca Twitter’ı çok şükür ki alabildik. Arka planında neler döndüğünü bilemesek de bize yansıtılan yüzüne bakarsak farklı dolaplar döndüğü kesin ama sonuca bakalım: “the bird is freed”
Şimdi gelelim asıl mevzuya. Musk o kadar uğraş sonunda Twitter’ı neden aldı? Bunca zahmete değer miydi? Peki, aldı da şimdi ne yapacak? Neleri değiştirmeyi düşünüyor? Bunlara bakalım.
“Twitter’ı satın aldım; çünkü şiddete başvurmadan çok çeşitli inançların sağlıklı bir şekilde tartışılabileceği dijital bir platforma sahip olmak, uygarlığımızın geleceği açısından önemli.”
açıklamasıyla başlayalım. Çok masum, gerçekten insanları düşündüğünü hissettiren sıcak bir açıklama. Fakat şunu hepimiz biliyoruz ki “kaz gelen yerden tavuk esirgenmez.” Twitter’ı ayakta tutan, bu platforma can veren bizleriz. Dolayısıyla tabi ki bizi düşünmek zorunda. Buna dair de bizlerden gelen istekleri de değerlendirdiğini görüyoruz. Örneğin güncel olarak en uzun tweet 280 karakter, en uzun videolar ise 140 saniye olarak paylaşılabiliyor. Bunların uzatılmasına dair istekleri olumlu karşıladığını belirtti.
Mevcut durumda sosyal medya üzerinde farklı fikirde olan hesapların gruplaştığı, birbirlerine karşı nefret dolu eleştirilerin yapılıp toplumun daha da ikiye bölünmesine sebep olunduğu hepimiz tarafından bilinen bir gerçek. Özgürlüğümüzün de bir sınırının olduğunu unutarak zaman zaman bu sınırları aşabiliyoruz. Kuşun özgürleşmesi demek sınırları aştığımız takdirde bunların bir karşılığının olmadığı anlamına gelmiyor. Musk, bunların hepsinin farkında olduğunu, düzeltmenin kolay olmadığını, yapılan uğraşlara rağmen de düzeltememe ihtimalinin olduğunu da kabul ettiğini belirtti.
Reklamlar konusunda ise Musk’ın açıklamasına bakılırsa belli amaç doğrultusunda, bizlerin ihtiyaçlarına ışık tutacak reklamların faydalı olduğuna işaret etmiş. Zaten reklam geliri üzerine kurulu bir modele sahip olan Twitter için değişen bir şey olmayacak gibi. Sadece bu değil, mavi tik konusunda da kullanıcılardan alınması düşünülen ücrette bu gelirlere dâhil olabilir. Hepsini zamanla göreceğiz.
Twitter’ı almasıyla bile gündem olan Musk, yapacaklarıyla da bu yerini koruyacak gibi duruyor. Hepsi ve daha fazlasını ilerleyen süreçte göreceğiz. Microfon sayfasını takip etmeyi unutmayın!
Birçok haber yazısına Microfon Blog‘ta ulaşacağınızı biliyorsunuz. Microfon Blog sizler için var!